"Yaşanacak yeni bir şey arıyorum."
mümkünse fazla yer kaplamasın, çünkü "bedenimin" harici diski içerisinde, fazlasıyla yer kaplayan
geceler var... Özellikle Fikret Kızılok indirdiğim geceler çok yer kaplıyor. Sürekli donan, boşa yer kaplayan, gereksiz yere enerjimi harcayan kronik bir yalnızlığım var. Merhabaları, iyi günleri, iki kişiliğe bölünen tek karakterleri, belli olmayan sağlı sollu çırpınışlarımızı saymazsak, seçtiğimiz küçük kafesler, ördüğümüz kalın zincirler içerisinde " yapabileceğimiz en güzel" şey , mutluluk konusunda usta bir tiyatrocuya taş çıkarmak. yoksa herkes aynadaki Erol Taş ve Aliye Rona'dan emin.
tüketilecek o kadar çok şey var tabi ki. Kimisi için namaz, benim için şarap.
gidilecek çok şey var kimisi için cennet, benim için japonya.
Işık görünen tüneller yerine piyasaya önceden sızdırılan , fazlasıyla dip, fazlasıyla karanlık mağaralar
sipariş veriyorum Çin'den. Çin Komünist Partisi üyesi bir artı emeğin ördüğü bir ömür ile biçimlendirilmiş, dakik ve ivedi bir karanlık buluyorum kapattığım göz kapaklarımın ardında.
ucuz bir göz kapağı işte. kapatınca somali, açınca Küba , aralayınca boynundan vurulan suriye,
Şu an Bodrum/Bitez, tatlı bir rüzgar esiyor, bir yer de güneş kadar hak sahibi üzerimizde rüzgar.
Tamam Ameriko Vispuçi bulmuş olabilir amerika'yı, ben de kendi çocukluğumun bir iki apartman arasına çarpan çığlığını buldum.
onu bedenime ölçtüğümde, bir dev elbisesi gibi büyük geldiğini gördüm bedenime.
uzayın bir yerinde mutluluk olduğuna inandırdım kendimi ama, hayallerim için başka bir gezegende "su" arıyorum. sadece gece yarısı bir kabustan uyanmış gibiyim. şimdi bu korkunç rüyayı kime anlatayım, bir çığlık var elllerimde, bana ait.
çocukluğumdan beri saklanmış, bana ait.
çok az ağlanmış, bana ait.
mutlu olmuş, saf bir şekilde, bana ait.