•percabeth
"Birçok can aldın, onlarca yaratığı Tartarus'un gazabına bıraktın, pek çok kişi tarafından lanetlendin. Gelip geçeceğini mi sanmıştın? Üstünde, bizim bile bilmediğimiz lanetler var, tedavisi olmayan, olsa da bilinmeyen... Sen, genç kahraman, ölüme herkesten yakın, bir o kadar da uzaksın."
Percy Jackson; zarar verdiği, öldürdüğü, hayal kırıklığına uğrattığı herkesin lanetleriyle karşı karşıya, tıpkı arailerin söylediği gibi.
"Bu lanetler seni öldürüyor, Jackson. İçinde fırtınalar kopuyor, vücudun biraz daha fazla hayatta kalabilmek için çabalıyor, şimşekler çakıyor... Ancak bilirsin, fırtınalar gökyüzünde olur, ve gökyüzü, Deniz'e göre değildir..."
Buraya bak cılız okur. Senin geçirdiğin tüm o uykusuz geceler gibi yüzyıllar geçiren Carryhall Lisesi öğrencilerine bak. Bak ve elindeki loş telefon ışığıyla korunmaya çalıştığın gecelerin bu muhteşem yaratığını gör. Bana bak. Ben insan hayatlarını yazdım ve mürekkep olarak kan kullandım. Bana bak ve geceleri güvende olduğuna dair tüm ümitlerini kes!
"Zehir vücudumda yayılırken, okulun ilk günü Leia'nın bana '' Senin başlayacağın okulda hayaletler gezip öğrencileri öldürüyormuş. Ya sana bir şey olursa?'' dediği an aklıma geldi. Artık hayaletlere inanıyordum..."