Tindiyar

Kıtaların ikiye ayrılmasının üzerinden iki yüzyıl geçti.
Tin adlı kutsal enerji hâlâ tanrıların hükmü altındayken, bir zamanlar bu gücü onlardan çalmış Nasir'in mirası dünyanın dört bir yanında fısıltılarla anılıyor.

Batı'da kutsal bir imparatorluk hüküm sürüyor; sessizlikle cezalandıran suikastçılar, sapkınlıkla suçlananları gölgelerde yok ediyor.
Doğu'da parçalanmış krallıklar, Nasir'e farklı sıfatlar yükleyerek kendi tanrılarını yaratıyor.
Ancak her iki kıtada da bilinmeyen bir şey uyanmakta: Unutulmuş bir güç, yeniden parçalarını arıyor.

Bir yanda, imparatorluğun gölgesinde yetişmiş genç bir mürid; konuşmayı unutarak sessizlikte yürümeyi öğrenmiş, ilk görevine gönderilmiş bir Sessiz Kardeşlik üyesi.

Diğer yanda, denizlerin yorgun kaçakçısı; geçmişini, kızını ve hayallerini kaybetmiş bir adam. Fakat taşıdığı yük, yalnızca altın ya da mal değil.
Belki de dünyayı yeniden bölme gücünü taşıyan bir sır...

İki kişi. İki kıta. Tek bir kırılma anı.
Tin susuyor. Ama sessiz olanlar, konuşmaya hazırlanıyor.