Bu bir aşk hikayesi değil sadece.
Bu, kalbinde taşıdığı duayı kimselere anlatamayan bir kızın, Elif'in sessiz çığlığı.
Yaşı küçük, yüreği büyük bir sevdanın içinde kaybolurken; helal olmayan bir yakınlıktan, Allah korkusuyla geri adım atan bir yüreğin imtihanı bu...
Bir yandan seviyor, diğer yandan susturuyor içindeki sesi.
Dua ediyor, gizli gizli ağlıyor...
Ve bazen kalbinin sesini bastırmak için nefretle bakıyor en çok sevdiğine...
Çünkü o, "Allah'ın razı olmadığı bir sevgide huzur olmaz" sözünü yüreğine kazımış bir genç kız.
Araya mesafeler, yalanlar, yanlış anlaşılmalar, engeller ve hayaller giriyor.
Ama Elif'in imtihanı hiç bitmiyor.
Akif ise susmayan bir kalbin içinde yanıyor.
Yazıyor, saklanıyor, tekrar deniyor... ama Elif hep aynı:
"Seviyorum, ama olmaz."
Bu hikaye, harama düşmeden sevmenin, susarak sabretmenin,
ve en önemlisi "Allah için vazgeçmenin" ne demek olduğunu anlatıyor.
"Bana ocüymüş gibi bakmayı kes. İnsanım." Derin bir nefes aldıktan sonra dolunaya baktım. Bu gece beni aydınlatmak ona düşmüştü. "Ayrıca göbeğin sana pek yardımcı olmuyor. O ağaç senden birkaç beden daha küçük." Beklediğim gibi birkaç homurtu duyduğumda ağacın arkasına saklanan genç çocuk kendini açık etti. Titreyen bedenini gördüğümde sıkkın bir nefes bıraktım.
"Şu gözlerini çek üzerimden velet."dişlerimi sıkarak söylediklerim onu daha da korkutmuş gibi titremesi arttığında kendimden bir kez daha iğrendim. Üzerimde üniformam ile birçok çocuğun hayalini süslerken başka bir çocuğu benliğimle korkutuyordum.
"Korkacak bir şey yok. Bir tanıdık." Kaşlarımla arkamdaki mezarı işaret ettiğimde çocuk kalkan kaşları ile bana sanki bir hayaletmişim gibi bakmaya devam etti. "Ne var ulan?! Babamızın mezarına ziyarete geldik işte! Niye mezardaki benmişimde dirilmişim gibi bakıyorsun?"
Sağ elinin işaret parmağı titrek bir şekilde havalanıp arkamdaki açık mezarı işaret ettiğinde "Babanın mezarını mı kazdın yani?"diye sordu. Sanki çok normal bir şeymiş gibi sakince omuzlarımı silktim. "Senin mezarını mı kazmalıydım?"
"Hayır tabiki de!"diye cırladığında diğer eliyle hızlıca ağzına kapattı. "Abla Allah'ını kitabını seversen senin akşam akşam başka işin yok muydu ya?!"
"Niye lan? Bu akşam müsait değil miydi?"