Kirpikleri ıslak bir kadını sevdim ben; yaralı, yıpranmış bir kadını. Başkası gibi masum ve saf bir kız çocuğunu değil, acılarının altında ezilse bile ıssız bir sokakta başı dik yürüyen kadını sevdim. Ben bir kadının kalbinde yara açtıktan sonra merhem sürmedim; yaralarına merhem oldum, yaralarını yinelemek için değil, sevgimi yinelemek için yanında oldum. Sokakta yürürken kendi halinde, siyahlara bürünmüş, dışarıdan yanına yaklaşılmasına izin vermeyen ama en çok da yabancılara ihtiyaç duyan kadını sevdim; cıvıl cıvıl renklere bürünmüş, gülümseyen bir kadını değil. Bedenime değil, varlığıma ihtiyaç duyan bir kadını; sırtında taşıdığı yüklere rağmen dik yürüyebilmesiyle sevdim.
"Ve okyanustan bir adam, karanlığın kadınına aşık oldu."