Kirpikleri ıslak bir kadını sevdim ben; yaralı, yıpranmış bir kadını. Başkası gibi masum ve saf bir kız çocuğunu değil, acılarının altında ezilse bile ıssız bir sokakta başı dik yürüyen kadını sevdim. Ben bir kadının kalbinde yara açtıktan sonra merhem sürmedim; yaralarına merhem oldum, yaralarını yinelemek için değil, sevgimi yinelemek için yanında oldum. Sokakta yürürken kendi halinde, siyahlara bürünmüş, dışarıdan yanına yaklaşılmasına izin vermeyen ama en çok da yabancılara ihtiyaç duyan kadını sevdim; cıvıl cıvıl renklere bürünmüş, gülümseyen bir kadını değil. Bedenime değil, varlığıma ihtiyaç duyan bir kadını; sırtında taşıdığı yüklere rağmen dik yürüyebilmesiyle sevdim.
"Ve okyanustan bir adam, karanlığın kadınına aşık oldu."
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."