GÖLGEDEKİ KRALİÇE

Tahtın ışığı büyüleyici görünür, ama onun gölgesi... daha gerçektir.

Krallığın efsanelerle dolu sarayında, bir taç el değiştirir. Gelenekler sessizce diz çökerken, yeni kraliçe - henüz herkesin güvenini kazanmamış, geçmişin ağırlığını üzerinde taşıyan bir kadın - halkının kaderine hükmetmek zorundadır. Ancak bu yalnızca bir taç giyme töreni değildir; bu, güç için verilen eski bir savaşın yeniden doğuşudur.

Yedi Ayin soyunun son temsilcisi olan genç kraliçe, halkın umudu olduğu kadar sarayın da tehdididir. Her bakış bir hesap, her tebessüm bir tehdit, her sessizlik bir sırdır. Tahta oturduğu gün, sadece bir kraliçe değil - düşmanların hedefi, dostların bile sınadığı bir gölge olur.

Saray entrikaları, kadim kehanetler, bastırılmış ihanetler ve kendi iç sesiyle verdiği amansız bir savaş... Bu hikâye, yalnızca bir kadının hükümdarlığı değil; bir insanın gücünü, kırılganlığını ve karanlığın içinden doğan iradeyi anlatıyor.

"Taç başıma konduğunda, içimde bir şey sustu. Çocukluğum muydu o, yoksa sonuncu korkum mu... bilmiyorum. Ama o sessizlikte, kraliçe ben oldum. Ve bu, sadece bir başlangıçtı."