Kayran'da hiçbir şey değişmezdi. Her sabah aynı görevler, aynı yüzler ve aynı sessizlik. Ta ki o geceye kadar.
Gally, duvarların ardındaki dünyaya inancını çoktan yitirmiş, geçmişin hayaletleriyle yaşamaya alışmıştı. Ama o gece, uykular bölündü, sessizlik yırtıldı. Ve Kayran'a bir kadın indi.
Kimse bir kadının geleceğini beklemiyordu. Hele ki gözlerinde bu kadar masum, ama içinde bu kadar fırtına taşıyan birini... Sessizliğiyle konuşan, varlığıyla Gally'nin hayatını altüst eden birini.