Işığı ne kadar seviyorsak o kadar yaşamıyor muyuzdur hayatı?
Bazen bir yaz, sadece yaz değildir. Bazen denize girerken değil, birine bakarken nefesin kesilir. Ve bazen, güneşin doğuşu bir adamın bakışına gizlenir.
Gün, geçirdiği kazadan sonra geçmişiyle arasına bir duvar örerken tanıdık ama yabancı yüzler arasında kendini bulmaya çalışır. Çocukluğunu geçirdiği İzmir'e anılarını geri kazanmak için döndüğünde bulduğu tek şey geçmiş değildir.
Partiler, grupça çıkılan tekne turları, gece yarısı yürüyüşleri ve kamplar, uykusuz sabahlar ve şezlonglarda yaşanan itiraflar... Gün, gençliğin tam ortasında yeniden nefes almayı öğrenirken Doğu ile arasındaki gizli ama bir o kadar derin bağ, Gün'ün sahilde güneşi beklediği bir anda yeniden karşısına çıkar.
Güneşi Beklerken, hafızasını arayan bir kızın, kalbinin çoktan hatırladığı bir aşka tutulma hikayesi. İzmir'in güneşi, denizi, rüzgarı ve gençlik ateşiyle bezeli, unutulmaz bir yaz hikayesi.
🐥
Civan: EFNAN ÇILDIRTMA BENİ!
Siz: Bağırma bana!
Civan: Ne işin vardı o herifin arabasında senin?
Civan: Ben sana uzak dur dedikçe tersini yapıyorsun!
Civan: Üç gün ulan!
Civan: Üç gün yoktum!
Civan: Ben arkamı döner dönmez ona mı gittin?
Siz: CİVAN ÇILDIRTMA BENİ!
Civan: Bağırma bana!
Siz: Ne ima ettiğinin farkında mısın sen
Siz: Bence bu konuşmayı burda bitirelim
Siz: Birbirimizin kalbini kıracağız yoksa
Civan: Bitirelim bencede.
Civan: Biz bu konuşmayı sonsuza dek bitirelim.
Civan: Ben anladım sen asker yolu beklemezsin.
Civan çevrimdışı.
Gözlerim bir süre son mesajında takılı kaldı. Yüzümde buruk bir tebessüm oluşurken kırılan kalbimle ekranı kapattım.
Babam askerdi.
Bilmiyordu.
Abim askerdi.
Bilmiyordu.
Civan Mert Türkoğlu benim doğduğumdan beri asker yolu beklediğimi bilmiyordu.
🐥