Bir dostluk, bir sır, kırık kalplerin hikayesi...
On yaşındaki Lina, hayatın en lüks köşesinde büyüyordu; oyuncaklar, hizmetçiler ve parlak dünyasıyla çevriliydi. Ama içinde yalnızlık vardı - kimsenin anlayamadığı, hiçbir oyuncakla doldurulamayan.
Köşkün yeni hizmetçisi Zehra ve onun oğlu Yekta, Lina'nın hayatına sessizce dokunduklarında, camdan sarayın o kusursuz görüntüsünde ilk çatlaklar oluşmaya başladı.
Yekta, kırık eşyalar gibi kalpleri de onarabileceğini bilen sessiz bir çocuktu. Lina ise bir dostun, gerçek bir yoldaşın ne demek olduğunu anlamaya hazırdı.
Sınıflar, zenginlik ve fakirlik arasındaki engelleri aşarken, hepsinin taşıdığı gizemler ve kırgınlıklar ortaya çıkacak, hayatlar beklenmedik biçimde değişecekti.
Camdan Saray, kırılganlık ve cesaretin, sessiz bir dostluğun ve umut dolu bir yolculuğun hikayesi.
"Zorla evlendik farkındasın değil mi?" dedim dehşetle. Umursamadı ve gözlerimin en derine bakıp, belimde olan eli belimi okşamaya başladı.
"Evet karıcım. Gayet farkındayım." dedi.