MORAÇ

Yıllardır süregelen kırılgan barışın ardında gizli bir savaş yatıyor. Topraklar sessiz, krallar sabırlı, ama gölgeler fısıldaşmakta: Mühür hâlâ yerinde. Ve eğer o mühür çözülürse, dengeler altüst olacak, bin yıllık bir imparatorluk dizlerinin üzerine çökecek.

Thalia, çocuk yaşta ailesinden koparılmış, sınırın ötesinde büyütülmüş bir kızdır. Ne tam olarak kendi halkına aittir artık, ne de düşman ülkenin toprağına. Ama kanı hâlâ bağlıdır ilk doğduğu topraklara. Bir görev için yetiştirilmiştir: Kayıp mühür. Onu bulmalı, çözmeli ve kendi halkının intikamını getirmelidir.

Ancak bu sıradan bir görev değildir. Thalia'nın yolu, düşman topraklarının kalbine, Velmor Akademisi'ne çıkar-soylu kan taşıyan gençlerin büyü, strateji, savaş ve gelenek eğitimi aldığı görkemli ama tehlikeli bir okul. Oraya bir casus gibi değil, bir öğrenci gibi girmelidir. Kimliğini saklamalı, varlığını bir tehdit değil, bir sır gibi taşımalıdır. Yalanlarla dolu yeni bir kimliğe bürünürken, içten içe gerçeğini korumaya çalışır.

Fakat hiç kimse Thalia'yı, sadece düşman ülkeye sızması için göndermemiştir. O, planın yalnızca bir parçasıdır. Bir kukla. Gerçek oyun, onun bile bilmediği bir tahtta oynanmakta. Görevi boyunca onu izleyen gözler, yönlendiren fısıltılar ve içinden çıkamayacağı entrikalarla çevrilidir. Her adımı başkalarının kurguladığı bir kaderin çizgilerinde ilerlerken, Thalia zamanla şunu fark eder: Belki de mühür sadece bir nesne değildir. Belki de mühür, onun kendisidir.

Ve mühür bir kez çözülürse, sadece düşman değil, Thalia'nın geçmişi, sadakati ve kimliği de paramparça olacaktır.