Jeolog Feyza, Hakkâri'nin sarp dağlarında nadir bulunan zeolit taşlarını araştırırken, bir mağaranın içinde hiç ummadığı bir gerçekle karşılaşır: yıllar önce bir gece vakti aniden hayatından çıkan çocukluk arkadaşı Murat, şimdi karşısındadır. Ama artık sadece Murat değildir; o artık bir asker, bir tim lideridir. Kod adı Alaca olan bu adam, şimdi Feyza'nın hayatını kurtarmakla görevlidir - hem düşmandan, hem de geçmişten.
Zamanında ona verdiği yeşil, mavi ve siyah makrome bileklik, Feyza için geçmişin sessiz bir hatırasıdır. Şimdi o hatıra, patlayan çatışmaların, kanın ve suskun bakışların ortasında yeniden canlanır. Peki ya yıllar sonra karşılaştığın tek kişi, seni ölümden kurtaran asker olsaydı? Peki ya çocukluk aşkının gözlerinde tanıdığın renkler artık bambaşka bir karanlığı yansıtıyorsa? Ve geçmişle hesaplaşman, silah seslerinin içinde, mağara karanlığında başlıyorsa?
Dağdaki Alaca, görevle vicdan arasında sıkışan yüreklerin, suskun dağlarda yankılanan geçmişin ve bir bilekliğe sığan sevdanın romanı. Her kararda ölüm, her adımda geçmiş ve her bakışta hesaplaşma var. Çünkü bazen bir taşın peşinden gidersin... ama bulduğun, çok daha derindir.
"Her dağın bir sırrı, her askerin bir yemini, her bilekliğin bir hikâyesi vardır."
(Kitap 18+ sahneler içeriyor, küçüklerin okuması tavsiye edilmiyor.)
Yirmi yıl önce, aynı hastanenin loş koridorlarında iki bebek dünyaya gelir Biri sağ, biri ölü...
Ölü doğan bebeğin babası, yeraltı camiasının en karanlık isimlerinden biriydi. Karısını doğumdan sonra öldürür, şahit kalmasın diye. Ardından hemşireyle bir anlaşma yapar- ölü bebeğini sağ doğanla değiştirmesi için... Para, tehdit, korku... Her şey o gece yaşanır.
Yıllar geçer, vicdanına yenilen hemşire, suskunluğunu bozar, gerçeği itiraf ettiğinde, taşlar yerinden oynar
Bir tarafta ölümle beslenen bir mafya babası, diğer tarafta Mardin'in %80'ine hükmeden Şahin Bulgan ve Trabzon'un en güçlü ailesi Sarallar'ın kızı Sultan Bulgan vardı.
---
BxB❗
Devam ediyor❕
Her gün 2 bölümü yayınlanıyor.