gerçek aile ve mahalle kurgusudur.
Yıllar önce çöpün yanında bırakılan bir bebek ve mahalleninin onu sevgiyle büyütmesi. mutlu ve huzurlu yaşayan Ahu birgün gerçek ailesiyle karşılaşır...
*
Ahu sessizliği bozdu: - "Beni mi izliyordun?"
Hakan cevap vermedi, sadece omuzlarını gerdi: - "Sana söylemem gereken şeyler var. Uzatmadan konuşacağım."
Ahu, gözlerini kaçırmadan bakmaya devam etti: - "Dinliyorum."
Hakan bir adım öne çıktı, sesi gittikçe yükseliyordu: - "Ben seni kardeşim olarak görmüyorum, tamam mı? Hayatımıza bir anda düşüp... herkesin aklını karıştırdın. Annem üzülüyor, babam kafayı yedi. O çocuk da sana bağlandı. Ama sen... sen bizim hiçbirimiz değilsin!"
Ahu'nun içi çekildi. Ama gözlerini kırpmadan dimdik durdu.
Hakan devam etti, sesinde öfke vardı ama altında incinmiş bir gurur saklıydı: - "Yıllarca bu evde biz vardık. Acısını, yükünü, yokluğunu biz taşıdık. Sen yoktun. Şimdi çıkıp geldin diye herkes seni kabullenecek mi sanıyorsun? Bu kadar kolay değil Ahu. Bunu kafana sok!"
Ahu derin bir nefes aldı. Gözleri parlıyordu ama bir damla bile yaş akmadı.
- "Ben de seni hiçbir zaman abim gibi görmem zaten, Hakan," dedi, sesi ilk kez kırılmadan ama içten.
- "Çünkü ben büyürken sen saçımı okşamadn. Ateşim çıktığında başımda beklemedin. İlk düşüşümde 'Kalk, ben buradayım' diyen sen yoktun. Ama ailem vardi. O yüzden sana abim demeye ihtiyacım yok, bir başka aileye hiç. Zaten üç tane can gibi abim var benim."
Bir adım geri çekildi, ama gözleri hâlâ Hakan'daydı.
- "Aile olmak sadece aynı kanı taşımak değil. Kalbi paylaşmak. Ve senin kalbinde bana yer yoksa. Sorun değil. Ben yer buldum zaten. Hem de en sıcacığından."