Ben bu hikâyenin kahramanı değilim. Hiç olmadım, hiç olamam. Ellerime bulaşan kanın, geceleri uykuma çöken seslerin ağırlığıyla yaşıyorum. Ne zaman gözlerimi kapasam, yüzlerini unuttuğum kurbanlarım dikiliyor karşıma. Bir katilim ben hem bu işten tiksinen hem de bundan kaçamayan bir zavallı. Her yeni sabah, kendimle yaptığım bir pazarlık. Her yeni gece, verdiğim sözleri bozan bir kabus.
Beni buraya kadar getiren ne para ne intikam. En büyük yaram... adını bile anmaktan korktuğum geçmişim. Bir çocuğun göğsüne saplanan ilk bıçak gibi saplandı içime. Ve şimdi, kül çiçeğinin açtığı bu devrimde, ben bir silahım. Kimin elinde, kimin adına savaştığımı bile bilmeden...
Kaç kez denedim? Kaç kez kaçtım kendi gölgemden? Ama ne kadar uzağa gitsem, ellerimdeki kan kuruyor mu BİLMEM? Hayır. O kan, derime işledi.
Ve artık anlamıyorum: Ben mi onları öldürdüm, yoksa her işkenceyle, her bıçak darbesiyle kendi ruhumu mu paramparça ettim?
Bu devrim benim son çarem. Ya kül çiçeğiyle yanacağım... ya da kendi külleri içinden bir kez olsun yeniden doğacağım.
''Kül Çiçeği lakabı ile tanınan seri katil bu gece birini daha katletti''