"Mantığının sesini dinlemeden ,doğrulardan kaçacak mısın?,kalbinin soluksuz çığlıkları yüzünden insanlığı bitirecekmisin?,savaşın tam ortasındayız ve bu yangınları ateşin körüğü değil,kalbinin kül olmaya yüz tutan kıvılcımları söndürür.Bizi bitiremezsin."
Ay ile Güneşin ortada birleşip,mahşer günü ,akrepin yelkovanı kovaladığı gibi bizi kovalıyor,bu yangının ortasındakı kül olan kalp senin kıvılcımlarınla yeniden körüklenip bir ateş olur ve tam kalbinin ortasına saplanır, işte o zaman kalbinin acı çığlıkları ile ,kalbinle çelişen mantığının sesini bile duyamazsın ,işte o zaman yangınları gözyaşların söndürür, ve mahşer günü tam kapıda seçimini yap ,cenette değil,Cehennemin tam ortasındayız ve yemin olsun ki ,eğer cevabın kalbimin tam ortasına saplanmazsa işte o zaman azralilin ta kendisi olup Dynastiayı yok ederim.
Doğmaması gerekirdi ve şimdi de gözünü taht'a dikmişti.
Nimfaların ve insanların yaşadığı bu dünyada çiçek dükkanı olan Thalassa aynı zamanda zehir satarak rahat bir hayat sürmeye devam edebilirdi ancak Tanrı ve Tanrıçanın ona yazmadığı kaderi kendi elleriyle açtığı yol ile elde edebilme ihtimali onun için herşeydi.