Bazen en büyük yaralar görünmez olanlardır... Ve bazen bir insanın içindeki karanlık, gecenin kendisinden bile daha derindir. Oklahoma'nın sisli arka sokaklarında, alkolik bir anne ve şiddet yanlısı bir babayla büyüyen 14 yaşındaki Amanda Freedam için hayat; yalnızlık, acı ve sessizlikten ibaretti. Her gün okulda zorbalık gören, evde ise yok sayılan bu küçük kızın, tek tesellisi günlüğüne döktüğü kelimelerdi. Ama bir noktada... kelimeler yetmedi. Sevgiye açlığı, ihmalin izleri, yaşadığı trajediler Amanda'nın içindeki karanlığı besledi. Ve bir gece... o sessiz evden çığlıklar yükseldi. Sonrası... yangın, küller, ve ardında bıraktığı hayaletler. Bu hikâye, bir çocuğun nasıl bir canavara dönüşebileceğini, Bir çocuğun nasıl korunamadığını anlatıyor. Kurbanla suçlu arasındaki çizgiyi bulanıklaştırıyor. Ve okuyucuyu tek bir soruyla baş başa bırakıyor: Amanda bir canavar mıydı... Yoksa onu canavar yapan dünya mıydı?All Rights Reserved
1 part