Koray Akın, bir zamanlar sahnelerde alkışlanan bir müzisyendi. Şimdi ise geçmişin ağırlığında boğulan, bağımlılıklarla çürümeye yüz tutmuş, kendi sesini bile duyamayan bir adam.
Asena ise henüz on sekizindeydi. Kalbinde fazla yer, sözlerinde fazla inanç vardı.
Yazlık bir kasabada yolları kesişti. Kız, adamı iyileştirmek istemedi yalnızca; onun içinde kalan son temiz yerin üzerine bir pencere açmak istedi.
İki buçuk ayları vardı. Ne bir gün eksik, ne bir gün fazla.
Asena, Koray'ın karanlığında bir ışık yaktı. Ama ışığın yandığı her yerde gölge de büyürdü.
Bu bir kurtuluş hikâyesiydi. Ya da belki sadece, doğru zamanda gelen bir yabancıydı...
🍀
NOT: Kitap konusu, ismi ve kapak fotoğrafı şahsıma aittir. Lütfen çalmayınız, saygı duyduğunuz için teşekkür ederim 🥺 (12 Temmuz 2025 yayın tarihi)
Elzem, henüz on dört yaşında, asker olan babasının büyük bir yanlış anlama sonucu kendi yengesini terörist sanarak öldürdüğüne şahit oldu.
Yengesine delicesine bağlı olan amcası, bu olaydan sonra hem abisine hem de onun ailesine düşman kesildi. Ve onları birer birer ortadan kaldırdı.
Sadece Elzem hayatta kaldı.
Kaçtı. Saklandı.
Onu bulan yabancı bir adam, evlatlık alarak adını değiştirdi ve Londra'ya gönderdi.
Yıllar geçti...
Tehlikenin artık geçip gittiğine inanan Elzem, tam on yıl sonra geri döndü. Fakat bu kez tanımadığı biriyle karşılaştı:
Kutay Ufuk.
Üvey abisi.
Ve bir sır daha:
Amcası hâlâ yaşıyor... Ve hâlâ onun peşinde.
Bu kez Elzem kurtulabilecek mi?
Ama asıl soru şu: Elzem gerçekten Kutay'ı tanımıyor mu?
Ve... Kutay aslında kimdi?
***
Bazı anılar yıllarca susar... Ta ki doğru kişi karşına çıkana kadar.
"Hatırlıyorum Kutay, müzik kutusunu bana veren çocuk sendin..."