Dalga, diye geçirdim içimden. Bir dalga tüm dünyanın düzenini yıkıp yeni bir gezegen kurmuştu. Beni de içinde sürükleyen bu dalga alışılmışın aksine kötü değildi. Beni bir cehennemden koparıp cennete savurmuştu. Çok koşmuştuk, çok yürümüştük. Kendi döşediğimiz yollarda başımıza çok şeyler gelmişti. Arkamızdan zindan çanları çalarken biz dağları aşıyorduk. Belki de ölüm senaryomuz yazılıyordu ama biz bütün düzeni masanın üzerinden devirmiştik. Elimizde hiçbir şey yoktu ve biz bedenlerimden kopardığımız parçalarla çok şey koymuştuk masanın üzerine. Akan kanlar bir gölet oluşturduğunda birbirimize bakmıştık ve Vazgeçmek nedir? diye sormuştuk. İkimizin de cevabını bilmediği bu soru, sorulduğuyla kalmıştı. Şimdi dünya ortadan ikiye ayrılmıştı. İkimizin ortasında koca bir çatlak oluşurken sadece susmuştuk. Bir bütüne ait iki parça birbirinden uzaklaşırken sadece gözlerimize bakmıştık. Dünyanın merkezinden lav değil, kan akıyordu ama biz olduğumuz yerde durmaya devam etmiştik. Ne bir adım iler ne bir adım geri atabildik. Sustuk, sessizliğimiz savaştı. •Son Dalga
11 parts