aşk mı daha ağır basardı intikam arzusu mu?
Bazı oyunlar masada başlamaz, bazı borçlar kanla ödenir.
Geçmişini susturmayı öğrenmiş bir kadın,
Gücünü saklamayı bilen bir adam,
Ve sessizce yanmaya başlayan bir dünya.
Kimin kurban, kimin cellat olduğunu anlamak zaman alır.
Ama zaman, herkesin yanında uzun süre kalmaz.
Yanlış bir karar, bir kayıp, bir kaçırılış...
Ve ardından gelen bir oyun.
Kuralları yazılmamış, kaybedenin asla geri dönemediği bir oyun.
Külün altından doğanlar, ateşten korkmaz.
Ve bazen... yanmak, hayatta kalmanın tek yoludur.
Elena N. A.
"Ki ben artık herşeyini kaybetmiş bir kızdım. Her bir yanım kimsesizdi. Ailem gitmişti benim. Ve bizi ayıran ölümdü. Ölümün çaresi yoktu ki."
Liya bir gün dayısıyla kavga eder ve tek sığınağı olan mezarlığa,ailesinin yanına gider. Oradan ayrılırken bir şehit mezarı görür. Abisinin de asker olmak istediğini hatırlar ve gözleri dolar. Elinde kalan çiçekleri o mezara bırakır.
O sırada ise yüzbaşı ve tüm tim onu izlemektedir.
"Bu kız kim ve neden kardeşimin mezarının üstüne çiçek bırakıyor."der Yüzbaşı.
Yüzbaşının hiç akrabası yoktur. Kıza baktığında birşeyler anımasamaya çalışır fakat olmaz. Birkaç yıl önce işkenceye uğradığı için hafıza kaybı yaşamaktadır.
Liya ve Yüzbaşının geçmişi bir tarafta dururken gelişen tatsız bir olay onları tanıştırır.
Hoşgeldiniz benim biricik dünyama. Dünyamıza...