Geçmişin karanlık izlerini ruhunda taşıyan, kendini sevmeyi bir türlü öğrenememiş, neye sahip olsa da hiçbirine layık görmeyen Adel... Tüm bu iç sancısına rağmen ayakta kalmayı başaran, yıkılmamış bir kadın. Gün gelir, insanların yaralarını sarmak için psikolog olur. Ne var ki, en derin yaraları taşıyan bir ruh, kendi kanamasını durduramaz.
Adel, çocukluğunda ona ezberletilen doğrularla yaşamaya çalışırken, bir gün, beklenmedik bir anda, her şeyini yitirmiş, kendi karanlığında kaybolmuş biriyle karşılaşır. Ne onun yaralarını bilir, ne de o kişinin aslında kendi geçmişine tuttuğu bir ayna olacağından haberdardır. Ama kader bazen en kırık yerlerden ışık sızdırır.
Birbirlerini iyileştirmeyi bilmeden, birbirlerinde iyileşirler.
---
Ruhumu görselerdi eğer, korkup kaçarlardı.
-
Bu kitapda geçen olaylar, mekanlar, örgütler tamamen hayal ürünü olmakla kurgudur.