Karanlık... İnsan karanlıkta savunmasızdır. Göremez etrafında olup bitenleri. Yaptığının doğruluğundan emin olamaz karanlıkta. Bilemez çünkü, bilinemez. Karanlık, bilinmezdir. Ama aynı zamanda karanlık, saklar bir insanı diğer her şeyden. Koruyup kollar tehlikelere karşı. Gözden uzak hale getirir. Gizler karanlık. Karanlık, gizemlidir. Sonsuz bir deliktir karanlık. Karanlık, hem tehlikelidir hem güvenli. Karanlık, korkutucu, gizemli, bilinmezlerle doludur. Ve aslında her karanlık aydınlatılmayı bekler. Kendi sonsuzluğunda boğulmaktan kurtulmak ister. Karanlık, aslında bir yokluktur, hiçliktir. Karanlık, aydınlıkla var olmak ister. Kendi içindeki yokluktan doğmayı bekler. Bu hikaye ise, karanlığın doğuşunun ve aydınlığın çöküşünün hikayesi...
*Kapak.
Luteus*
Ben : anneni ara.
Oğuz:ne ?
Ben: sen sinem teyzenin oğlu değil misin?
Annen onu aramanı söylüyor.
Oğuz : peki bunu o niye söylemiyor ?
Ben : şarjı bitmiş?
Oğuz : şarjı bitmişse ben onu nasıl arayacağım peki ?
Ben yazıyor...
Ben çevrimiçi...
Ben : bir dakika oha doğru?
Şarjı bitmişse nasıl arayacaksın ?
Oğuz : bu küçük detayı yeni fark etmen gözlerimi yaşarttı.
Ben : sen bana Altan altan laf mı soktun ?
Hayırlı bir evlat olup annen ara demeden arasaydın böyle olmazdı 🙃
Oğuz : şimdi de sen mi bana laf sokmuş oldun?
Ben : haspinAllah sınanıyorum herhalde , git ara ne bilim ben ya.
Laf filan da sokmuyorum ayrıca.
Oğuz : sen kimsin ?
Ben: komşunuz ?
Oğuz : komşumuz kim?
Ben : evine gelseydin bilirdin.
Oğuz :geldiğim zamanlarda oldu ama tanımıyorum seni ?
Ben : o da senin kayıbın olsun hayırsızlığı bırakıp evine uğrarsın artık belki ?
Oğuz : bu aralar sanmıyorum.
Ben : benim ruhumda hayırsızlık diyorsun.
Oğuz :hayırsız olsaydım bu vatanı korumak için canımı feda etmezdim.
Ben :ne ?
Oğuz: tek hayırsız ben değilmişim anlaşılan , komşusunun oğlunun mesleğini bilmeyen bir komşu kızı.
Ne üzücü.
Tanışalım yüzbaşı Oğuz Türk...