Jimin, haksız yere suçlanmış, ağır bir yükün altında ezilen bir mahkûmdu.
Elleri kelepçeli, umudu tükenmiş, ama gözlerinin derinliklerinde hâlâ bir kıvılcım vardı.
"Ben yapmadım," diye fısıldayacak gücü bile kalmamıştı artık.
Jungkook ise Nişanlısını kaybetmenin acısıyla kavrulmuş, adaletin simgesi olarak intikam peşinde koşan kararlı bir komiserdi.
Jimin'e baktığında gördüğü tek şey ise, canını yakan bir suçluydu.
Ve tek istediği jimin'in hapislerde çürümesini ve adaletin bulmasını sağlamaktı
Ancak oyunun kazananı, belki de akıllara hiç gelmeyen birisi olacaktı...
*Bu hikâye; cinsel istismar, aile içi taciz, travma, şiddet, ölüm, intihar düşünceleri, psikolojik çöküş ve ağır duygusal içerikler barındırmaktadır.
Okuyucuların kendi duygusal güvenliğini ön planda tutarak devam etmeleri önerilir.
Hassas konular tetikleyici olabilir.
0547******: Müdürün odasından çıkarken ki yüz iradeniz çok tatlıydı.
Böyle küçük ellerini yumruk yapmış
Gözlerinden geçen öfkeyle ilerliyordunuz.
Ama en güzeli de o güzel kırmızı dudaklarınızı büzmüşsünüz.
0563*******: Öfkeli civciv dehşet saçtı KDKDKDKKDKS
Aras: Her kimsiniz bilmiyorum ama saçma espirileriniz komik değil.
Bana yazmayı bırakın ve ben de bu olanları saçma bir şaka olarak düşüneyim.
0539*******: Ya istemesek?