Gölgeyle mühürlenmiş bir şehir. Kanla yazılmış bir soy. Ve her sessiz adımın ardında yankılanan geçmişin fısıltısı...
Evelyn Thorne, geçmişi babası tarafından gizlenmiş bir soylu. Onu tanımadığı bir şehre, Noctis'e sürükleyen tek şey, miras kalan bir malikâne değil-aynı zamanda babasının karanlık sırlarının yankısıdır. Gölgeyle örtülü sokaklarda dolaşırken, yalnızca taş duvarlara değil, kendi içine de adım atar. Fakat Noctis, sıradan bir şehir değildir. Her duvarında bir bakış, her köşesinde bir tehdit gizlidir.
Damian Valegrin ise güce doğmuş, sırlarla büyütülmüş bir adam. Tahta ulaşmak için eğitilmiş, güveni unutturulmuş. Evelyn'in gelişi, onun kurduğu dengeleri alt üst eder. Çünkü bazen en büyük tehdit, düşmanların değil, kalbinin sesinden gelir.
Aşkın zırhla sarıldığı, güvenin ihanetle sınandığı, karanlığın hüküm sürdüğü bir satranç tahtasında...
Piyonlar ölür, şahlar çürür.
Ve bazen en büyük savaş, kendi geçmişinle verilir.
"Bende burada kalmayacağım. Haberin olsun."
"Sen burada kalacaksın." Dediğinde yeniden arkadaşlarına döndü.
"Atlayın."
Onu satın alan adamdan yaralı bir şekilde kaçar. Hiç bilmediği bir şehirde hiç bilmediği bir sokağa girer ve yaralı bir şekilde yere yığılır. Mahallenin bilindik erkekleri onu o halde bulur ve kimseye söylemeden bir hafta boyunca ona bakarlar. Ama görmezden geldikleri birşey vardır. Kızın peşinde ki adam kolay lokma değildir.