Yüzyıllar önceydi. Kendisine gerçeklik diye şeytani varlık insanoğlunun üzerine kara bir sis bulutu gibi çökmüş ve abluka altına almıştı. Gerçekliğin acımasızlığı altında deliren insanlar acı çekerek ölüyorlardı. Vesperius adında kadim bir bilge eski kehanetlere dayanarak gerçekliği bir göze hapsetti ve adına Vesperia Laneti dedi. Bundan böyle kadim taşıyıcılar Vesper soyundan olacak ve her 300 yılda bir ayna ruhla birleşecek. * "Sana bunu kanıtlamamı ister misin?" Kulağımın dibindeki aşırı sıcak ses bütün bedenimi yakmaya başladı. Ev sanki okyanus kıyısında değil de bir yanardağın içindeydi. Kendimi o kadar kaptırmıştım ki gözlerim kapanırken sorabildim sorumu. "N-neyi?" Siktir! Adam beni tek lafıyla etkisi altına alıyordu ve beynimin şartellerini kapıyordu. Nicolas kulağımın hemen altına tüy kadar hafif bir öpücük kondurduğunda bacaklarımı sıkı sıkıya birbirine bastırdım. "İzin ver." dedi tek solukta. "İzin ver ki bu yaptığını sadece vicdandan yapmadığını kanıtlayayım." Belimde olan eli bulunduğu yeri okşuyordu. "Sıkı sıkıya bastırdığın bacaklarını arala ki seni boşaltabileyim. O güzel yuvanı dağıttığımda anlayacaksın bunun sadece vicdan olmadığını." Bir adamın hiç mi freni olmazdı? Hep yokuş aşağı geliyordu bana. Ne yoldan çekilebiliyordum ne de onu durdurabiliyordum. Elleri biraz daha aşağı indi ve iç çamaşırımın kenarında durdu. "İzin ver dünyada altına cennet sereyim."All Rights Reserved