Nişangâhın Ötesi

Derin Arvena, narin görünüşüne rağmen ölümcül bir keskin nişancı olan genç bir Uzman Çavuş'tur. Saha görevlerinde soğukkanlılığı, tetiğe bastığında ise acımasız isabetiyle tanınır. Ancak bir operasyonda, hayatı tamamen değişir.

Uluslararası bir silah kaçakçısının peşine düşen Derin, lüks bir otelde "örtülü görev" ile hedefe yaklaşmak üzere sahadadır. Görev gereği şık bir kadın gibi görünmek zorundadır; elinde ne tüfeği vardır ne de çelik yeleği... Ama hedefle ilk temas kurduğu anda, kapı sert bir şekilde açılır ve odaya Yüzbaşı Aren Sava girer.

Aren, farklı bir birimden gelmiştir ve aynı hedefin peşindedir. Derin'in görevde olduğunu bilmez; gördüğü tek şey, hedef adamla aynı odada bulunan genç bir kadındır. İkisini de sorgusuz sualsiz karakola götürür.

Kısa süre sonra Derin'in bir keskin nişancı olduğu ortaya çıkar. Ancak bu bilgi Aren'in bakışını değiştirmez - tam tersine, soğuk bir nefretle ona yaklaşır. Aren, savaşta acımasız ama duygularına yer vermeyen bir askerdir; Derin ise disiplinli, kırılgan görünümlü ama güçlü iradeye sahip bir kadın.

İkisi, istemeden de olsa aynı operasyonlarda yan yana çalışmak zorunda kalır. Her çatışma, aralarındaki öfkeyi körükler; her görev, onları birbirine daha da bağlar.
Kurşunların arasında doğan bu ilişki, hem nefretin hem de çekimin sınırlarını zorlayacaktır. Çünkü savaş meydanında nişangâh, sadece düşmanı değil, bazen kalbi de hedef alır.