---
Hayat, herkes için farklı ama bir o kadar da benzer yaralarla dolu bir sınavdır. Kimi, kırık kalbini gizlemek için soğuk bir zırh kuşanırken; kimi, kırılganlığını samimiyetle sarar.
Burada, geçmişin yükleri omuzlardan düşmez ama bazen bir kahkaha, en beklenmedik anda en karanlık anları aydınlatır. Kaderin cilvesiyle yolları kesişen bu yorgun ruhlar, aslında aynı şarkıyı farklı tonlarda söylüyor; affetmeyi, sevmeyi ve yeniden başlamayı öğreniyorlar.
Bir yandan hayata meydan okuyan cesaret, diğer yandan gizli kalmış çocukluk yaraları... Hepsi bir arada; çünkü bazen en güçlü insanlar, en hassas kalpleri saklar.
Ve evet, arada bir hayat o kadar da ciddiye alınmamalı
-çünkü gülmek, iyileşmenin en tatlı ilacıdır.
Ve belki de en karanlık anlarımızda, kaybolmuş gibi hissettiğimiz o anlarda bile, içimizdeki umut küçük bir ışık gibi yanar; kırık zincirlerimizi tamir etmek için sabırla bekleyen bir mucizeye dönüşür.
---
Dostluğun temel kurduğu iki farklı dünya ve her birinde samimi ve kırılgan birkaç kalp...
Bu kalpler sessizlikle tamir olurken aralarında oluşan duygular onları iki dünyayı birleştirmeye zorluyor.
Bir odayı karıştırmak hayatını yerle bir etmeye yeter mi?
Sadece biraz dinlenmek istemişti. Ama gözlerini açtığında zenginliğin içinde kaybolmuş kibirli bir adamın yatağındaydı, hem de yalnızca bir havluyla.
Feraye zengin bir aileye gelin giden ablasının yanında yaşamak için geldiği yalıda yalnızca huzurlu bir hayat arıyordu. Ancak gecenin bir yarısı yanlış bir odaya girip tanımadığı bir adamın yatağında uyanmasıyla her şey geri dönülemez şekilde değişti. O geceden sonra hayatı artık ona ait olmaktan çıktı. Karşısında kibriyle sinirlerini zorlayan ama varlığıyla kalbini darmadağın eden bir adam vardı.
Bazı sınavlar kaçmakla geçilmezdi, bazı duygular görmezden gelinmezdi. Ve bazı adamlar unutulamazlardı.
❝"Kucağımdasın." dedi alçak bir sesle. "Dün gece seni elimle getirdim ve vücudunda hâlâ izlerim var." Beni daha çok çekti kendine doğru, kendi alt bedenine doğru bastırdı. Onu hissedebilmek muazzam bir arzu uyandırıyordu bedenimde, sağduyu ve mantığımın yerini şehvet ve ihtiras alıyordu. "Arzu duyduğunu, beni ne kadar istediğini biliyorum." Nefesim hızlandı, söyledikleri ne yazık ki tamamen gerçekti. Onu delice arzuluyordum, hatta bazen rüyamlarımda bile gördüğüm oluyordu. Bu yüzden kasıklarım sızlıyor şu an, bu yüzden ateş bastı bedenimi.
Yüzü yüzüme daha çok yaklaşınca burunlarımızın uçları birbirine değdi, dudaklarım öpülme arzusuyla karıncalanmaya başlamışlardı. Onun temasına kayıtsız kalamıyordum, korkunç bir ten uyumu vardı aramızda. "Kaçman bunu değiştiremez." Konuşurken dudakları benimkine dokunuyordu, kendimi tutamayıp ilk hamleyi yapan olmaktan korkuyordum. "Ben de seni istiyorum." diye ekledi en son, zaten hemen ardından dudaklarıma kapandı.❞
▪︎Yaş farkı vardır.
▪︎Cinsel içerik vardır.
Cinsellik, küfür ve hassas içerikler barındırmaktadır. Rahatsız olacaklar okumasın.