Story cover for SANA EV DİYE BAKMAK (+18) by alonebirey
SANA EV DİYE BAKMAK (+18)
  • Reads 143,149
  • Votes 7,195
  • Parts 28
  • Reads 143,149
  • Votes 7,195
  • Parts 28
Ongoing, First published Aug 13
Mature
2 new parts
Kanser hastası olan babasının hatırı için onu ilk gördüğü andan beri aklından çıkaramayan Yavuz ile evlenen Ela, bu evliliğe ayak uydurabilecek midir?

Uyarı: Yetişkin içerikli sahneler mevcuttur! 

______

"Şimdi de ben sinirliyim," dedim. 

Tek kaşı havalandı. Sinirli halim ona komik mi geliyordu da gülümsüyordu? Ellerini tezgaha yaslayıp üzerime biraz daha eğildi. 

"Ne olmuş sinirliysen?" 

Yine benim mi uydurmamdı yoksa beni daha da sinirlendirmeye mi çalışıyordu? 

Saçmalıyor olmalıydım. 

Hem amacı buysa başarılı olmuştu. Resmen benimle alay ediyordu. 

"Dalga mı geçiyorsun benimle? Gel dediğinde geleceğim, git dediğinde de gidecek miyim ben Yavuz?" Dişlerini alt dudağına geçirmişti. 

Etkileniyor muydu? Ciddi miydi bu adam? Benim yüzüm sinirden kıpkırmızı olmuşken o nasıl bu kadar sakindi?!

Gözleri ıslatma ihtiyacı duyduğum için dilimle ıslattığım dudaklarımda takılı kalınca "Cevap versene!" dedim hırsla. 

Yeniden gözlerime baktı. Çok, çok yakındık. 

"Sinirlenince bu kadar ateşli bir hatun olduğunu bilmiyordum,"
All Rights Reserved
Sign up to add SANA EV DİYE BAKMAK (+18) to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
SONBAHAR (Tamamlandı)  by authorlife123
49 parts Complete
Pakedi açtığımda yıllar önce Rüzgâr'ın bana kendi elleriyle yapıp verdiği hediye uçurtmaya bakıp gülümsedim buruk bir şekilde. O gün de bana mesajda yazdığı gibi babam yapmıştı bana önce bu uçurtmayı. Ama ağaca takılıp yırtılmıştı. Çok üzüldüğümü hatırlıyordum o güne dair. Rüzgâr da bana yapmıştı bu uçurtmayı. Çok değerliydi benim için. Şimdi de kızımın, kızımızın mutluluğu için kullanacaktım. Elimde uçurtmayla Rüzgâr ve Özgür'ün meraklı bakışlarını arkamda bırakarak indim merdivenleri. Beray'ın gözleri hemen beni buldu. Elinden tutup kaldırdım onu. "Gel benimle." "Ne oluyor anne? Nereye gidiyoruz?" "Soru sorma. Göreceksin birazdan." Daha fazla bir şey sormadı. Bahçeye çıktık. Uçurtmanın ipini onun eline verdim. "Tut." Şaşkınlık dolu gözlerle dediğimi yaptı. Hem hava koşulları hem de daha önceki deneyimlerim sayesinde uçurtmayı havalandırmakta zorlanmamıştım. Uçurtma havalandığında Beray'ın yüzünde tebessüm belirdi. Ben de dolu gözlerime karşı gülümsedim gökyüzünde süzülen uçurtmaya bakarak. Ardından Beray'ın yanına gidip ben de uçurtmanın ipinden tuttum. Birlikte uçuruyorduk uçurtmayı. Gözlerimden akan yaşlarla uçurtmayı izledim. "Babanın yerini doldurmaya çalışmıyorum Beray. Sadece az da olsa yanındaymış gibi hissetmeni istedim bu uçurtma sayesinde. Sen de ben de bu uçurtmaya baktığımızda babamız yanımızdaymış gibi hissedeceğiz. Ve de bazı insanların düşündüklerinin aksine ne kadar şanslı çocuklar olduğumuzu hatırlayacağız. Çünkü şu an bu uçurtmaya bakarak onlarla yaşadığımız anıları hatırladığımız o insanlar bizi çok sevdi. Her şeyden önemlisi olduğumuz gibi sevdi..." İzel o sırada kendisine gülümseyerek bakan babasını gördü. Gülümsedi gözyaşları içinde. Babası el salladı ona. İzel de aynı şekilde karşılık verdi. "Hoşça kal baba..."
Yatak mahkûm'u by Gurelyaaa__
28 parts Ongoing Mature
Bilge için hayat, köydeki o dar dünyadan çok daha karmaşıktı. Dul halasının öğütleri, eski bir masal gibiydi artık. Önünde, içinde gizemler ve tehlikeler barındıran büyük şehir vardı. Ve yanında, Cihan... Soğuk, mesafeli ve saklı bir adam. Bu evlilik, sadece iki kişinin birleşmesi değildi. İki dünyanın, iki ruhun çatışması ve uyumu olacaktı. Bir yanda korku, bir yanda umut; Ve arada, bir sır perdesi. Tanışmadılar, görmediler birbirlerini uzun süre. Ama kader onları birbirine bağladı; bir isteme, bir evlilik. Bilge için her şey belirsizdi; Cihan için ise bu yeni hayat sadece başka bir hesaplaşmaydı. Soğuk, korumacı ve gizemli Cihan, bilinen adıyla Noirhan, Bilge'nin içindeki ürkekliği hem kırdı hem şekillendirdi. İkisi de kendi karanlıklarıyla yüzleşirken, aralarındaki sessiz gerilim gün geçtikçe büyüdü. Noirhan, yeraltının zalim kurallarına boyun eğmiş bir adam değil; Kendi kanunlarını koyan, gecenin içinde hüküm süren bir yargıçtı. Bilge ise, tüm korkusuna rağmen, içine işleyen bu karanlığın içinde kaybolmamaya çalışan kırılgan bir direnişti. Evlilik, dul halamın anlattığı gibi miydi? Bilmezdim.. Peki bu yaşımda evlenmem ne kadar sürecekti? Küçücük köyden büyük bir şehre geçecektim, alışacak mıydım? --- YATAK MAHKÛM'U ADINDA İLK WATTPAD KİTABIDIR! Bu kitapta geçen karakterler ve kurumlar tümüyle hayal ürünüdür. Kitap, her anlamda 18 yaş altındakilere müsait değildir. Psikolojik baskılar, cinsellik, aile baskısı içerir. --- #Sırlar 1. Sırada! 01.07.2025 #hayalkurgu 1. Sırada! 01.07.2025 #zorakievlilik 2,36 bin hikaye arasından 1. Sırada! 02.10.2025
You may also like
Slide 1 of 10
SONBAHAR (Tamamlandı)  cover
Çamurda açan gelincik cover
Yatak mahkûm'u cover
Firuze cover
Abilerim cover
Karanlığın İçindeki Güneşler - Tamamlandı-(düzenleniyor)  cover
Mithat Cihangir( TAMAMLANDI) cover
Mecrûh cover
GÖRÜCÜ USULÜ EVLİLİK cover
⚜ Seni Sevmek İstemedim ⚜ cover

SONBAHAR (Tamamlandı)

49 parts Complete

Pakedi açtığımda yıllar önce Rüzgâr'ın bana kendi elleriyle yapıp verdiği hediye uçurtmaya bakıp gülümsedim buruk bir şekilde. O gün de bana mesajda yazdığı gibi babam yapmıştı bana önce bu uçurtmayı. Ama ağaca takılıp yırtılmıştı. Çok üzüldüğümü hatırlıyordum o güne dair. Rüzgâr da bana yapmıştı bu uçurtmayı. Çok değerliydi benim için. Şimdi de kızımın, kızımızın mutluluğu için kullanacaktım. Elimde uçurtmayla Rüzgâr ve Özgür'ün meraklı bakışlarını arkamda bırakarak indim merdivenleri. Beray'ın gözleri hemen beni buldu. Elinden tutup kaldırdım onu. "Gel benimle." "Ne oluyor anne? Nereye gidiyoruz?" "Soru sorma. Göreceksin birazdan." Daha fazla bir şey sormadı. Bahçeye çıktık. Uçurtmanın ipini onun eline verdim. "Tut." Şaşkınlık dolu gözlerle dediğimi yaptı. Hem hava koşulları hem de daha önceki deneyimlerim sayesinde uçurtmayı havalandırmakta zorlanmamıştım. Uçurtma havalandığında Beray'ın yüzünde tebessüm belirdi. Ben de dolu gözlerime karşı gülümsedim gökyüzünde süzülen uçurtmaya bakarak. Ardından Beray'ın yanına gidip ben de uçurtmanın ipinden tuttum. Birlikte uçuruyorduk uçurtmayı. Gözlerimden akan yaşlarla uçurtmayı izledim. "Babanın yerini doldurmaya çalışmıyorum Beray. Sadece az da olsa yanındaymış gibi hissetmeni istedim bu uçurtma sayesinde. Sen de ben de bu uçurtmaya baktığımızda babamız yanımızdaymış gibi hissedeceğiz. Ve de bazı insanların düşündüklerinin aksine ne kadar şanslı çocuklar olduğumuzu hatırlayacağız. Çünkü şu an bu uçurtmaya bakarak onlarla yaşadığımız anıları hatırladığımız o insanlar bizi çok sevdi. Her şeyden önemlisi olduğumuz gibi sevdi..." İzel o sırada kendisine gülümseyerek bakan babasını gördü. Gülümsedi gözyaşları içinde. Babası el salladı ona. İzel de aynı şekilde karşılık verdi. "Hoşça kal baba..."