Zaman başlamadan önceydi.
Gökyüzü sessiz, ışık lekesizdi. Orada, saf nurdan yaratılmış olanlar vardı. Emirleri sorgulamadan yerine getiren, hiçbir zaman kendi kalplerini duymayan varlıklar.
Ama bir tanesi... farklıydı.
Azaryel'in kalbi, göklerin buyruğunu değil, kendi özünün yankısını dinledi. İlk defa bir melek, "Ben kimim?" diye sordu. O soru, cennetin duvarlarını yaktı. Çünkü sorgu, ihanet sayıldı.
Ve kanatları koparıldı.
Alevler içinde aşağı, insanlığın üzerine düştü.
O günden sonra gökler, onun adını lanetle andı. Fakat kader, en sert zincirleri bile incitmeden bırakmazdı.
Bir başka yerde, bir başka zamanda...
Dünyanın sıradan topraklarında doğan Destina, rüyalarında sürekli aynı yüzü gördü. Kül kanatlar, yanık bir gökyüzü ve göz kamaştırıcı, yaralı bir bakış. Uyanınca hep bir boşlukla kalırdı, sanki yaşamı başka birine bağlıymış gibi.
Ve bir gece, iki kader birleşti.
O an, gökyüzü fısıldadı:
"Bir düşüş, bir buluş... Ve yasaklı bir aşk."
Kitabımın her hakkı bana aittir. Kopyalanamaz, başka isimlerle paylaşılamaz.
16/08/2025 ♥️
En son okuduğum roman berbat olmasına rağmen kötü karakteri Alden, mükemmel bir karakterdi.
Ana kadın karakter Juliet ise biraz klasik olsa da fena değildi.
Ben ise bu ikisini shipliyorum çünkü çok yakışıyorlar.
Bence evlenmelilerdi!
Ama yazarın planlarının bambaşka olacağını nereden bilebilirdim.
Alden'i öldürdü ve Juliet'i ise onu haketmeyen birisiyle evlendirdi.
Benim ise çaresizlikle yaptığım tek bir şey vardı.
Her gün Tanrı'ya, okuduğum romana girmek gibi saçma bir dua ederken bunun gerçekleşeceğini bilmiyordum.
Tanrı imkansız gözüken dualarımı duymaktan bıktığı için beni istediğim evrene gönderdi.
Melek Hanım'ın da yardımıyla okuduğum kitabın evrenindeydim.
Şimdi ise yapmam gereken tek şey Alden'in Juliet'i tavlamasına yardımcı olmak!
Ama bunları planlarken hesaba katmadığım tek bir şey vardı.
O da Alden'in bana aşık olmaya başlamasıydı.