11 parts Ongoing Koca bir malikânenin önünde durdu araba. Siyah demir kapılar açıldı, korumalar selam verdi. Ben donup kalmıştım.
"Bu... bu senin evin." dedim şaşkınlıkla.
O ise hiç tereddüt etmeden kapımı açtı, elini uzattı. "Evet. Ve artık senin de evin."
Geri çekildim, elim titriyordu. "Hayır! Asla. Ben buraya ait değilim. Babam ne söyledi bilmiyorum ama seninle tek kelime konuşmaya bile niyetim yok!"
Bir adım üzerime geldi. Gözlerim gözlerinde kilitlendi. Sesinde öyle bir ton vardı ki nefesim kesildi.
"Ezra, ne dersen de... Artık benimsin."
Kelimeler içime bir hançer gibi saplandı. Dizlerim titredi, ama öfkeyle bağırdım:
"Hayır! Ben senin değilim, Baran! Ben kimsenin malı değilim!"
Ama o, gözlerimi bırakmadı. Yavaşça yanağıma doğru uzandı, parmaklarının sertliğiyle birlikte bir sıcaklık hissettim.
"İstesen de istemesen de, kaderini ben yazıyorum artık. Kaçışın yok Ezra Karasoy."