Story cover for ÖLÜMÜN UŞAĞI by Lokismylife
ÖLÜMÜN UŞAĞI
  • WpView
    Reads 164
  • WpVote
    Votes 43
  • WpPart
    Parts 5
  • WpView
    Reads 164
  • WpVote
    Votes 43
  • WpPart
    Parts 5
Ongoing, First published Aug 21
Mature
Perde açılır. Siyah bir sahne. Bir kadın köprünün kenarında durur.
Rüzgâr saçlarını savurur, karanlıkta tek bir cümle yankılanır:

"Henüz izin verilmedi."

Böyle başlar Yıldız'ın hikâyesi.
Bir öğretmen...
Hayallerini devletin kapısında tüketmiş, cebinde açlık, yüreğinde yalnızlık büyütmüş.
Hayata tutunacak hiçbir dalı kalmamışken, ölümde aradığı huzuru bile elinden alınır.

Çünkü Yıldız artık kendi hayatının sahibi değildir.
Karanlığın efendileri onu seçmiştir:
Yaşayacak... ama kendi için değil.
Ölecek... ama kendi istediği an değil.
Bir uşak olacak: Ölümün Uşağı.

Ve sahneye bir adam çıkar: Atilla.
Bir düşman.
Bir hedef.
Bir ölüm fermanı.
Ama aynı zamanda en derin bağımlılık, en keskin zehir, en karanlık aşk.

Sahne boyunca kan konuşur, ihanet sahneleri oynanır, her replik daha büyük bir çöküşün habercisidir.
Yıldız ve Atilla'nın hikâyesi bir aşk değildir; bu, ölümle yazılan bir anlaşmanın, ihanetle mühürlenen kaderin tiyatrosudur.

Perde kapanır. Ama hikâye burada bitmez.
Çünkü bazı oyunlarda tek son vardır: ölüm.

"Ölümün Çırağı", bir kadının kendi ölümünden kovulduğu, aşkın bile bir silaha dönüştüğü, ihanetten beslenen karanlık bir yolculuğun hikâyesi.
Burada kurtuluş yok.
Burada tek gerçek, ölüme yazılan kaderdir.
All Rights Reserved
Sign up to add ÖLÜMÜN UŞAĞI to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
56 parts Ongoing
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
You may also like
Slide 1 of 9
SAVRAN cover
TERAZİ  (TAMAMLANDI) cover
Bana Gücü Tanımlar Mısın? cover
Yelkenler Fora (Kitap-1) cover
timur tönge, kılavuz cover
BİRLEŞMİŞ BULUTLAR  cover
ÂH-I DİL cover
YARALASAR(Kitap Oldu) cover
5. seviye cover

SAVRAN

10 parts Ongoing

❝ Zorbalığın altında ezilen her kalp, bir gün zorba olmaya mahkumdur.❞ Taşınmaları sebebiyle yeni okuluna nakil olan Nihle, ünü yüzünden Umay'ın hedefi hâline gelir. Umay parıltısını paylaşmak istemez; böylece zorbalık başlar. O gün Nihle, Umay'a tek bir cümle kurar: "Eğer bugün beni öldürmeyi başaramazsan, sıra bana geçtiğinde ben seni öldürürüm." Aylar sonra roller tamamen değişmiştir. Av olan Nihle, acımasız bir avcıya dönüşmüştür. Her şey Nihle'nin planladığı gibi ilerler. Ta ki bir sabah, haberler tüm okulu sarsan bir cümleyi duyurana dek: "Umay Savran, okuduğu lisenin deposunda ölü bulundu." Nihle'nin 3 ay önce ettiği o tehdit, şimdi boynuna urgan; yaptığı zorbalıklar ise ayaklarının altına sandalye olmuştur. Ve o sandalyeyi itmek için okula nakil olan birisi vardır: Asil Yalkı Savran. Ve asıl soru: Umay'ı öldüren gerçek katil kim? - Uyarı: Bu kitap; fiziksel ve psikolojik şiddet, manipülasyon, baskı, güç çatışmaları, haksızlıkların olduğu adaletsiz bir okul ortamı ve yoğun zorbalık unsurları içerir. Anlatılanlar, şiddeti veya zorbalığı özendirici değil; aksine, bu durumların olumsuz sonuçlarını göstermek amacıyla işlenmiştir. Kitapta geçen tüm kurum adları, karakterler, olaylar ve mekânlar tamamen kurgudur; gerçek kişi, kurum veya olaylarla herhangi bir bağlantısı yoktur. Noyan Serisi I.