23 parts Ongoing İki farklı dağ, iki ayrı aşiret...
Birinde yatağa mahkum bir adam: Mirza Altunhan.
Diğerinde narin ama dimdik duran bir kadın: Gül Karahanlı.
Aşiret töresinin gölgesinde, geçmişin kanlı hesaplarıyla şekillenen bir evlilik... Gül, abisinin işlediği bir günahın bedelini bedenini vererek öder. Mirza ise yıllar önce geçirdiği bir kazanın ardından yatağa mahkûm, sesi susmuş, yürüyemez bir adamdır artık. Ama gözleri konuşur. Gözleri, Gül'e dokunur.
İntikamla başlayıp, şefkatle büyüyen bir beraberlik.
Suskun bir aşkın gözlerle yazılan hikâyesi.
Gül başta yalnızca merhametle yaklaşır Mirza'ya. Fakat zamanla kalbi, onun bakışlarındaki kırılmışlığı, içindeki çığlığı ve unutturulmaya çalışılan umudu duyar. Şefkatiyle kanatlanan bu aşk, yalnızca iki yüreği değil, iki aşireti de yeniden şekillendirecek.
Ama Altunhan konağında fırtınalar eksik olmaz:
Hırs dolu bir üvey anne...
Karanlık emelleri olan bir üvey kardeş...
Ve her şeyin üstünü örten töre duvarları...
"Bir insan ne zaman gerçekten sağ kalır?
Bedeni iyileştiğinde mi, yoksa kalbi dokunulduğunda mı?"
"Altunhan ile Karahanlı'nın kalemle değil, kalple yazılmış hikâyesi..."
Aşkın susarak bile haykırdığı bu roman, yüreğin en derin yerine dokunacak.
---