Karanlığın en yoğun olduğu an, şafaktan hemen öncedir.
Ve bazen, en umulmadık anda doğar bir insanın hayatına yeni bir gün...
Genç bir doktorun kalbiyle, yaralı bir askerin kaderi aynı noktada kesiştiğinde, sadece bedenler değil, ruhlar da iyileşmeye başlar. Sessizliğin içinde çarpan kalpler, savaşın gölgesinde filizlenen umutla yeniden can bulur.
Her kalp iyileşmeye mahkûmdur.
Peki ya her kalp sevmeye cesaret edebilir mi?
Kimi yaralar zamanla kapanır, kimi izler kalır... Ama bir bakış, bir dokunuş bazen en derin yaraları bile unutturur. Karanlığın ortasında filizlenen umut gibi, aşk da en umulmadık anda bir kalbi yeniden uyandırabilir.
" hayat kimseye ikinci bir şans vermez Yüzbaşım"
" belki hayat vermez ama biz birbirimize ikinci bir şans olabiliriz"
Kucağımdaki minik, onun uzattığı oyuncaklarla oynarken kendince gülüp, mırıldanıyordu.
Ben ise gözlerimin dolmaması için çabalıyordum. Tek yaptığım Duru'nun saçlarıyla oynayarak oyalanmaktı.
Onun ise oturduğundan beri suratıma baktığını hissediyordum. Dün duyduklarımdan sonra ne tepki vermem gerektiğini bilmiyordum.
"Ahu." diye bana seslenmesiyle sadece "Ne!" dedim kendimi tutamayıp.
Aniden çenemde hissettiğim parmaklar, kafamı ona doğru döndürdü. Bakışlarını kısaca Duru'ya değdirdikten sonra hayranmışcasına bana baktı.
"Bizim de bundanımız olsun mu?" deyip
beni hem dumura uğrattı, hem de bedenimdeki bütün kanın yüzüme hücum etmesini sağladı.
──────── 𐙚 ────────
Bazı kısımlarda texting vardır.
Argo kelimeler bulunmaktadır.