
Duvarların arasına sıkışmış bir hayatın yankıları, en çok geceleri duyulurdu. Sessizlik, bazen kalabalıklardan daha gürültülüydü. Ve o sessizlikte, bir kız çocuğu büyüyordu; elleriyle değil, yaralarıyla. Çatlaklardan sızan ışık, odanın köşesine düşerken, içindeki karanlık hep biraz daha genişliyordu. İnsanların gözünde sıradan bir yüz, sıradan bir hayat vardı belki... ama içten içe, her gün biraz daha çatlayan bir ruhun taşıdığı yük, kimsenin fark edemediği kadar ağırdı. O, sadece yaşamadı. Her günüyle sınandı. Her kaybında biraz daha eksildi, ama her eksilişinde geride daha keskin bir iz bıraktı. Ve işte bu izlerden doğdu Halel...All Rights Reserved
1 part