8 parts Ongoing Bir okyanus düşünün, birde o okyanus'un içinde boğulan yüzlerce insanı. Herkes içine girmeyi cesaret edemezdi. Korkarlardı, ürkerlerdi. İçine giren herkes'de boğulup ölürdü.
Okyanus çok büyük ve derindi.
Aynı Göktuğ Kartepe gibi.
Fakat okyanus'un maviliği herkesi içine almıyordu. Girmek istiyenleri de için de boğup öldürüyordu.
Bir kız,
Sadece bir kız o okyanus'un derinliğine girip yaşamayı başarmıştı.
Mina Ada Yanaç.
Herkese zehirli olan deniz, sadece o kıza kayalarından çiçekler açmıştı.
Açmıştı açmasına ama, adam nerden bilicekti ki kızın çiçeklerinden büyük dikenler çıkaracağını...
ÇİÇEK ZEHİRDİ, DENİZ ÖLÜMDÜ.
İkiside zararlıydı.
Ya birbirlerine ilaç olucaklardı, yada zehir.
Onlar bir bütündü.
Biri olmadan diğeri var olamazdı.
Okyanus o kız için tüm zehirini yutmuş ve
Panzehirini kusmuştu.
Oysa çiçek zehirli dikenlerini henüz kopartmamıştı.
Mina ve Göktuğ. İki ateşli aşk.
İkiside birbirinden tehlikeli ve acımasız.
Bu kitapda sıradan bir aşk hikayesi okumayacağız. Geçmişin kirli izlerinden kurtulmak isteyen çiftlerimizin gelecekte daha kirli, daha kanlı ve daha acımasız bir hayat yaşayacaklarının henüz onlarında haberi yoktu. Öyleki, sonunda ikiside bu karanlık hayatı hiç yaşamamayı tercih edeceklerdi...