Story cover for Son Seans: Bilinçaltı  by bilm_irem77
Son Seans: Bilinçaltı
  • WpView
    Reads 219
  • WpVote
    Votes 60
  • WpPart
    Parts 7
  • WpView
    Reads 219
  • WpVote
    Votes 60
  • WpPart
    Parts 7
Ongoing, First published Sep 05
---

*"Son Seans: Bilinçaltı"*  
Geçmişin sessiz çığlıkları, geleceğin karanlık sırlarını fısıldar...

23 yaşında genç bir adli psikolog olan *Kardelen Lexi Tunalı*,  Lüks bir hayatın içinde büyümüş ama aile içindeki sevgisizliğe karşı direnmeyi seçmiş bu genç kadın, ilk adımını adliyeye attığı günden altı yıl sonra, artık çözülmesi gereken zihinlerin ardındaki dehşeti anlayan biri haline gelmiştir.

Ancak birbiriyle bağlantısız gibi görünen seri cinayetler, onu ve dedektif *Alpay Kutay Seymen*'i bilinçaltının kıyısına sürükler. Kurbanların geçmişleri, seans kayıtları ve görünmeyen bağlar; Kardelen'in bastırdığı kendi karanlık tarafıyla yüzleşmesini kaçınılmaz kılar.

Rüyalar, sanrılar, bastırılmış travmalar...  
Peki ya bilinçaltı, gerçekten sadece bir savunma mekanizması mı, yoksa bir uyarı sistemi mi?

*"Son Seans: Bilinçaltı"*, psikolojiyle gerilimin iç içe geçtiği, zihinle gerçeklik arasındaki sınırları bulanıklaştıran çarpıcı bir psikolojik gerilim. Her bölümde daha derine inilen bir zihin... Her seans bir adım daha sona...

---
All Rights Reserved
Sign up to add Son Seans: Bilinçaltı to your library and receive updates
or
#108wattpadtr
Content Guidelines
You may also like
KARABASAN: LABİRENTTEN KAÇIŞ YOK by lifeee07
6 parts Ongoing
İmkânsız'a inanırdım ben ama imkânsız denilen her şey sadece küçük bir ihtimalmiş. İmkânsız diye bir şey yoktu; bunu bana o gösterdi, hem de en acı şekilde. Çığlık attım, ağladım, öldüm, yok oldum, paramparça oldum ve tüm bunları bana yaşatan tek bir isim vardı: Kaner Oktay Yaraslov. Bu isim kan gibiydi; dokunduğu her yerde iz bırakıyor, ruhu zehirliyor, insanı içten içe çürütüyordu. Bu isim ölümün ve ihanetin yankısıydı. Gitmişti. Ve arkasında bana yalnızca karanlığı, yalnızca yanık bir ruhun küllerini bırakmıştı. Gitmişti ve beni yokluğuyla cezalandırmıştı. Gitmişti ve bana sadece ızdırap bırakmıştı. Ama ben bir şeye inanırım: er ya da geç herkes bedel öder. Göze göz, dişe diş, cana karşılık can. Bu, bir aşkın küllerinden doğan öfkenin, bir ihanetten doğan kararlılığın, bir kalbin yavaş yavaş karanlığa dönüşmesinin hikâyesidir. Bir kadının, her şeyini kaybetmesine rağmen ayağa kalkmasının ve kendi gölgesiyle bile savaşmasının hikâyesi. Bazı hikâyeler kanla yazılır, gözyaşıyla okunur. Ruhum öldü belki, ama intikam hâlâ yaşıyor. Karanlıkla beslenen bir kalp artık ışığa ihtiyaç duymaz. Aşk bazen yaşatmaz, sadece daha derin yaralar açar. Benim kaybım onların sonu olacak. Her ihanet, bir bedelin başlangıcıdır. Beni öldürmeyen şey, artık ben olmuştu. Küllerimden doğdum; şimdi sıra yanmakta. Ve unutma; bu dünyada en tehlikeli insan, kaybedecek hiçbir şeyi kalmamış olandır. __________________________________________ Bu kitapta yer alan tüm karakterler, olaylar ve mekânlar tamamen hayal ürünüdür. Eserde şiddet, ihanet, kayıp, psikolojik çöküş, ölüm ve intikam gibi hassas temalara yer verilmiştir. Bu temalar, okurun duygusal olarak zorlanmasına neden olabilir. Özellikle travmatik deneyimler yaşamış kişilerin okurken dikkatli olmaları önerilir.
You may also like
Slide 1 of 9
ÖLÜMLE DANS cover
KARABASAN: LABİRENTTEN KAÇIŞ YOK cover
İNTİKAM BÜYÜSÜ  cover
KANLI GÜNLÜK cover
Aysu(Gerçek ailem) cover
Her Şeye Rağmen  cover
Köpek cover
5. seviye cover
DƏLİXANA cover

ÖLÜMLE DANS

13 parts Ongoing

Anka, 20 yaşında bir üniversite öğrencisidir. Liseyi Canada'da bitirdikten sonra, üniversite için Türkiye'ye geri döner. Döndüğü günün ertesi günü, en yakın arkadaşı Ecrin'in doğum günü partisine katılır. Kalabalığın içinde bir çift göz, geçmişin küllerinden yükselir: Akay Kanzemir. Akay, yıllar öncesinden kalan bir intikamın sessiz taşıyıcısıdır. Onun tek amacı, Anka'nın hayatına girip planını tamamlamaktır. Fakat kader, bu oyunu farklı bir sahneye taşır. Anka ile Akay arasında başlayan her temas, bir kıvılcıma dönüşür. Aşkın büyüsüyle sarılı bir dansın içinde, Akay bu dansı "ölüm dansı" olarak adlandırır. Kalpler birbiriyle savaşırken, geçmişin gölgeleri her adımı daha da karanlık hale getirir. Bir taraf intikamla yanarken, diğer taraf bilmediği bir gerçeğe doğru sürüklenir. Ve sonunda, her düşüş; bir Anka misali, daha güçlü bir kalkışa vesile olur.