Derin Yargıcı, gündüzleri reklamcı, geceleri ise "Aleyn" mahlasıyla yazan ünlü bir bloggerdır. Çalıştığı ajans, ona Sekiz restoranının PR işini verince işler karışır.
Çünkü restoranın disiplinli şefi Gurur Demirkan, mutfağına kimseyi sokmuyor, reklamcılara asla güvenmiyor ve kameralardan nefret ediyordur.
Asıl sorun ise, Derin'in yıllar önce blogunda tam da bu restoranı yerden yere vurup bazı sorunlara sebep olmus olmasıdır. Geçmişte yazdığı kelimeler bugünün en büyük sırrına
dönüşürken, Derin'in, geçmişin kelimeleriyle
yüzleşmesi, hem kariyerini hem de kalbini
sınayacaktır.
Bir mahalle. İki kadın. Ve yavaş yavaş içeri sızan yepyeni bir hayat...
Hüma ve Miray, geride bıraktıkları onca karmaşadan sonra küçük bir mahalleye taşınırlar. Yenimahalle; sokaklarında çocuk kahkahaları, balkonlarında çiçekler, pencerelerinden umutlar süzülen bir yerdir.
Burada, tozlu raflardan silinmiş bir hayalin peşindedirler: Bir pastane. Küçük bir dükkan, büyük bir başlangıç.
Ama bazen hayat, tam da en sessiz anlarda başlar. Fırın kokularının arasına anılar karışır, mahalleye sinmiş sesler kalbin içine işler. Camdan içeri yalnızca güneş sızmaz; geçmişin gölgeleri, geleceğin ihtimalleri ve belki... bir çift göz de o camın ardında bekler.
Bu, acele etmeden anlatılan bir hikâye.
Yavaş yavaş.
Tıpkı mutluluk gibi...