İnsanlara güvenme, onlar gece ile gündüz arasındaki ince bir çizgidir.
Kendini seviyor musun? Peki ya aileni? Bir gün ailenden ayrılacağını hiç düşündün mü, bir gün onların seni bırakacağını veya ayrılmak zorunda kalacağını? Sonsuza dek ailenin seninle olmadığını düşün, senin yanında kimse yok, yapayalnızsın. Kimse yanında değil ve sen her şeye her acıya katlanmak zorundasın. Hayır ses çıkarma, ağlama çünkü burası senin ağlaman için doğru bir yer değil. Hayatının geri kalanını burada geçirmek zorundasın. Nefes alıyorsun ama ölüyorsun, bunu istemezsin.
Hayatımın en güzel zamanlarında bitmiş gibi gözüken hayallerim darmaduman olan bir geleceğim söz konusuydu ve ben her şeyi bir kenara bırakmak zorunda mıydım? Bu hayata nasıl veda edebilirdim? Bu adalet miydi bana sunulan yoksa adalet süsü verilmiş bir adeletsizlik miydi? Suçlu muydum? Değildim. Ben asla bir suçlu olmadım.
Parlaklığım yüzünden dikkat çekeceğimi asla düşünmezdim.
Karanlığa gömülen bir geleceğim, kana bulanan hayallerimle örtülürken ben nefes alamıyordum.
Bu gezegen neydi böyle? Herkesin karanlık olduğu böylesine bir gezegende ben neden bu kadar parlaktım? İnsanların dikketini çekmek ilk kez beni rahatsız ediyordu.
Bu gezegende hayatta kalmak zorundasın.
Bakmayın bana. Korkuyorum.
ALVİORA