Üniversite sıralarından sokak meydanlarına uzanan bir tartışma, iki genç adamın kalplerinde açtığı sessiz bir savaş...
Alparslan Türkeş, ülküsünden ödün vermeyen, köklerine sıkı sıkıya bağlı bir siyaset bilimi öğrencisi.
Deniz Kurtuluş ise özgürlük hayallerini sloganlara sığdırmaya çalışan, inandığı değerler için her riski göze alan bir devrimci.
Kampüs tartışmalarında başlayan gerilim, gecenin sessizliğinde yankılanan fısıltılara dönüşürken, ideolojilerle çizilmiş sınırlar yavaş yavaş bulanıklaşır.
Birbirlerine karşı besledikleri öfke, çok geçmeden yasak bir çekime evrilir.
Kime sadık kalırsın?
İnandığın davaya mı, yoksa kalbinin susturamadığı sese mi?
Bu kitap; ideallerin, gençliğin ve aşkın tam ortasında kalmış iki ruhun hikâyesi...
Bir taraf bayrak, diğer taraf özgürlük; ama kalpler aynı ritimde çarpıyor.
"O silahı elinden indir!" Dediğimde yan duran vücudunu bana doğru çevirdi ama o silah abimin alnına daha çok yaslandı.
"Yoksa?" Diye soruşu meydanda ki bütün insanları endişelendirmeye yeterdi.
Çenemi herkesin inadına dikleştirip "Yoksa sana yemin olsun ! Bu meydanı kanınla yıkarım!" Diye bağırdım.
"Efsun!" Diyen abime bakmadım, yüzü kan içindeyken ona bakıp gardımı düşürebilirdim.
"Demek kanım ile yıkarsın ha !" Dediğinde fısıltısı bile meydanı inletti.
"Azad ağa, yaparım bilirsin! Bu seni ilk vuruşum olmaz!" Deyişim onun kaşlarını çatarakken kalabalıktan bir kaç kişinin kaçmasına sebep oldu.
Koskoca Mardin!
En iyi o bilirdi yıllar önce nasıl AZAD KARAASLAN'ı gözümü bile kırpmadan vurduğumu.
O gün Mardin yasa bürünürken Diyarbakır'da zılgıtlar eşliğinde bir çok kapıda düğün yapıldı.
Ben EFSUN ŞANLI...
Yıllar önce babamın kanını akıtan adamın kanını bu meydanda dökmüştüm.
Zerre korkmadan, zerre aşkımı aklıma getirmeden.
Bunu tekrar yapacağımı onun gibi Mardin de biliyordu.
"O halde durma, yine elin titremesin!" Dediğinde onunla beraber tetiği indirdim.
Arkamda koskoca Diyarbakır'ın en büyük aşireti olan Şanlı Aşireti vardı.
Benim Aşiretim!
Onun da arkasında Mardin'in en büyük aşireti olan KARAASLAN aşireti vardı.
Liderliğini onun yaptığı Aşiret.
"Abi'mi bırak azad ağa!" Dedim durması için.
"Babam gibi onun da kanını akıtmana izin vermem! Babamın kanı için sadece senin kanını döktüm ama Vallahi, Billahi ve Tillahi abim için ailende ki herkesin kanını dökerim!" Diye devam ettim.
Uğultular arttı da arttı.