Ahıl Nur Çevik, yıllar boyunca kalbinin derinlerinde taşıdığı duygularla yüzleşmeye hiç hazır değildi.
Lise yıllarında, hastane stajındayken tanıştığı Akgün Akkurt hayatına tesadüfen girmiş, aynı hızla da çıkıp gitmişti. Birkaç kelime, birkaç anı, sonra ayrılık...
Aradan geçen yıllarda yolları farklı yönlere savurdu. Ahıl, çocukluk hayalini gerçekleştirip askeri doktor olmayı seçti. Akgün ise vatanı için üniforma giymeyi...
İkisi de bambaşka yollarda yürürken kader, onları yeniden aynı noktada buluşturdu: Askeriye.
Ahıl, yıllar önce kalbine dokunan o genci unutmaya çalışsa da artık karşısındaydı. Akgün ise gözlerinde hâlâ saklı duran o ışığı görmezden gelemiyordu. Görev, disiplin ve mesafe...
Ama aynı zamanda yarım kalan bir hikâyenin ikinci perdesi.
Peki, yıllar önce yarım kalan bu bağ, askeriyenin katı kuralları arasında yeniden filizlenebilir mi? Yoksa geçmişin izleri, geleceğin önüne bir kez daha duvar mı örecek?