Küllerden doğan her hikâyenin ardında, unutuluşun karanlığı ve hatırlamanın bedeli vardır.
Bir imparatorluğun çöküşünü getiren tek bir ihanet, bin yıl sürecek lanetlerin kapısını aralayabilir.
Ve bazen, o ihanetten geriye kalan tek şey, intikamla beslenen bir kalbin atışıdır.
Bu sayfaları çevirdiğinizde, yalnızca bir savaşın değil; tanrıların, kralların ve insanların iradesini sarsan bir mücadelenin içine gireceksiniz.
Bu dünya, yalnızca kılıç darbeleriyle değil, ihanete uğramış ruhların sessiz çığlıklarıyla da örülmüştür. Her taşın altında kan, her gölgenin ardında kaybolmuş bir sır vardır.
Kaen'in adı, şimdilik sadece bir fısıltı.
Onun gözlerinde yanıp sönen ateş, kime ait? Kendi kaderine mi, yoksa babasının gölgesine mi?
Küllerin arasından yükselen bu genç savaşçı, yalnızca bir düşmanı değil, kendi kanının taşıdığı laneti de yenmek zorunda kalacak.
Ve Daryx... bir zamanların korkulan adı. Dünyayı dize getirmiş, sonra ihanete uğramış, zincirlenmiş ve unutulmuş. Ama unutulan hiçbir şey sonsuza dek uyumaz. Bazen, karanlık geçmiş, en masum görünen anın içine sızarak kendini hatırlatır.
İhanet...
Güç...
İntikam...
Bu üç kelime, kaderin zincirlerini ören görünmez iplerdir. Ve bir kez düğümlendiklerinde, ne tanrılar ne de krallar o bağı çözebilir.
Bu kitabı yazarken hep şunu düşündüm: Her ihanet bir yıkım getirir ama aynı zamanda yeni bir yol açar. Gücün bedeli, yalnızca düşmanlarını değil, sevdiklerini de yakar. Ve intikam, kimi zaman özgürlük getirirken kimi zaman da zincirleri daha da ağırlaştırır.
Kaen'in yolculuğu, yalnızca düşmanlarını öldürmek değil; kendi içindeki ateşi tanımak, kendi gölgesini kabullenmek ve belki de dünyanın en ağır yükünü taşımaktır.
Bu kitap, karanlık bir destanın ilk kıvılcımıdır.
İntihar etmemin ardından önceden okumuş olduğum romantik bir romanın içinde bir karakter olarak reenkarne oldum! Üstelik reenkarne olduğum karakter ise olmak isteyeceğim en son kişi; Adele Rose Wizard idi. Utanç verici hareketleri ile meşhur olan, romanda da pek uzun yaşayamayarak intihar eden Adele Rose Wizard. İkimizin tek ortak noktası ise 'intihar' etmiş olmamızdı..