Elzem'in dünyası, sessiz bir fırtınayla çarpılıyordu; her karar, her düşünce, bir geleceği ya da kaybı belirliyordu. Miran yanındaydı, ama güven sadece birlikte yürüdükleri yollarla ölçülüyordu. Güç ve zeka, aşk ve ihanetin kesişim noktasında sınanırken, bu iki ruh, karanlığın içinde kendi ışıklarını bulmak zorundaydı.
Karanlık, görünmeyeni saklardı; ancak Elzem, gözlerini kapattığında bile hissediyordu. Sırlar, bir fısıltı gibi kulaklarına çalınıyor, her adımında onu daha da sıkıştırıyordu. Miran sessizdi herşeyi bakışlarıyla anlatıyordu ama kimse bilmiyordu, fırtına daha yeni başlıyordu.
Ve dünya, kendi kurallarıyla onları sınarken, Elzem ve Miran her seçimlerinde birer sınav veriyordu. Kimi zaman zafer bir adım ötede, kimi zaman ise kayıp kaçınılmaz bir gölge gibi yaklaşıyordu. Ama onlar, karanlığın içinde yol alırken, bir zaman sonra birbirlerine tutunmak dışında hiçbir dayanakları yoktu.