"Artık tarih oyununun kartları yeniden dağıtılacaktı. Eğer dağıtılmazsa, ben dağıtacaktım. Gerekirse kan ve ölümle. Tarih aynı, yaşanacaklar aynıydı, ama bir şey farklıydı. Bu defa ölen ve ağlayan masum kadınlar olmayacaktı. Buna izin vermeyecektim. Bu defa gülen kadınlar olacaktı. Özgürlüklerine doğru adım atarken, onu selamlayacak ve özgürlüğün ışığıyla güleceklerdi kadınlar."
Annesinin haksız yere idamından sonra cadılar evreninde yaşayan Vilmot Redd'in hayatı kabusa döner ve cadıların akademisi (kutsal tapınağı) Kadim Ruhlar Tapınağı'nda alt sınıf bir çalışan olur. Bir gün Salemde haksız yere öldürülen kadınlardan birinin hayaleti ve üç kavramı yansıtan tanrıça, Hekate'nin yardımıyla annesinin 1692 Salem cadı avına kurban giden masum kadınları kurtarmak için bir büyü yapmaya çalıştığını öğrenir. Annesinin yaptığı büyüyü araştıran Vilmot akademideki en üst kişi cadıların kutsal seçilmiş elçisi Thalor Stromraven'in aslında öğrencilerin güçlerini çaldığını öğrenir ve bu gerçeği ortaya çıkarmak ister. Lakin olaylar Vilmotun aleyhine gelişir ve idam edileceği esnada ellerini ateşe sokarak ellerindeki Aitehrum (cadıların güçlerini engelliye kelepçe) kelepçelerini eriterek kaçmayı başarır. Vilmot bir karar verir ve kendini Hekate'nin adıyla lanetler: Bir daha Salemdeki kız kardeşlerimi kurtarana kadar ağlamayacağım.
Kendisini 1692 Saleme ışınlayan Vilmot burada türlü kehanetler ve yaratıklarla karşılaşır ve Salem'deki olayın sadece kadın adaletsizliği olmadığını anlar.
Kurgu bana aittir <3
► Okuduğum kitapta, aslında başka evrende yaşanmış bir olay mı anlatılıyordu?
► Yeni bir beden, yeni bir hayat...
► Bu yeni hayatım, eskiden okuduğum bir romanın devamıydı.
► Ama ben kimin bedenine reenkarne oldum?
► Ben, Emrick Dainty'nin kızı Layana Dainty.
► Yani, kötü adamın tek kızıyım!
► Üstelik bu hayatta bana yardımcı olacak bir panele de sahibim!