Edit: Ölüler de seks yapar. Evet bu doğrudur ama onların seks anlayışı bizden biraz farklıdır. Onlar yeniden hissetmek isterler ve yaşamın sıcaklığını çıplak bedenlerde ararlar. Denize aşık olup sokaklarda kusarlar. Islak kamışları ve kukularıyla dağıtırlar kendi kabirlerinden çaldıkları çiçekleri. Edit2: Eğer yazmamı bekleyen ufacık bir kitle varsa da üzgünüm biraz bekleyecekler. Neden diye soranlara cevabım; ne zaman elime bu telefonu ve bilgisayarı alıp yerime çöksem aklımdaki bütün fikirler birbirine giriyor ve benim de midem bulanıyor. Yani, bana lazım olan tek şey kağıt ve kalem. Klavyede hissedemiyorum ve hızıma yetişemiyor. Yapabileceğimden daha kötüsünü yapıyorum nihayetinde sıkılıp kapatıyorum ekranı. Sanırım internet adamı değilim ben, işte böyle. Şunuda belirteyim asıl romanım müsvedde kağıtların üzerınde bana el sallıyorlar ve bitmek üzereler... 200 bin yıl önce ortaya çıkan Homo sapiens'in dünyaya olan boş bakışları ile başladı bu serüven. Nemli, pis mağarasından yankılanan bağrık ve çığrıklar tüm boşluğu anlamlandırmaya başladı. Kadınlar için ilk kavgalar sonrasında cinayetler yaşandı. Kısa bir sürede etrafı kan gölü götürdü. Yıllar sonra her şey mahvolmaya başladığında da, Homo sapiens bu kitabı yazmak için ellerini sıvadı... (YAZAR) Sarp ve onun kararmaya yüz tutmuş boktan hayatı... Şuan için viski, votka ve ot üçlemesi iyi gitse de çöküşün yakında olduğunu kendisi de biliyor. Hayat o kadar anlamsız ve basit görünüyor ki belki de bu duruma alışması gerek. Bu saçmalıkların içinden kurtulması için tek çıkış kapısı gibi görünen şeyse, yeni tanıştığı bulaşıkçı kız. Ceren bir bulaşıkçıya göre fazla haşin ve yabani. Tüm bunların karmaşasında, hayatın cambazlı oyunlarıyla iyice aklı karışan bizim oğlan, azalan zamanla artan heyacanın arasında kalmaktan korkmAll Rights Reserved