Zehirli Kanın Acı Tadı
Gökyüzünde kan kırmızı bir ay yükselirken, toprak çatlayıp cehennemin ateşiyle beslenen nehirler akmaya başladı.
Unutulmuş diyarların kalbinde, şeytanların hüküm sürdüğü kadim evrende, her kabile hayatta kalmak için savaşır. Ama bu savaş sadece toprak ya da güç uğruna değildir; kanın zehri onları birbirine zincirlemiş, lanetin tadı tüm evrene yayılmıştır.
Efsaneler, Kadim Lordlar'ın bir zamanlar gökyüzünü ve yeraltını tek bir iradeyle yönettiğini anlatır. Fakat ihanete uğrayan bu lordlar, kanın lanetiyle mühürlendi. Şimdi mühürler kırılmakta, şeytanın gölgesi yeniden diyarların üzerine düşmektedir.
Bir savaşçı kabilesinin mirasçısı, kaderinden kaçamayarak kanın çağrısına kulak verir. Fakat attığı her adımda, zehirli kanın tadı ruhunu kemirir ve dost ile düşman arasındaki çizgi silinir.
Kabilelerin ihaneti, karanlık ritüeller ve kanla yazılmış antlaşmalar arasında gerçek düşmanın kim olduğunu anlamak neredeyse imkânsızdır.
Kan kırmızı ayın altında tek bir gerçek kalır:
Bu evrende herkes kanla doğar, kanla yaşar ve kanla ölür.
"Zehirli Kanın Tadı" Şeytanların saltanatında geçen, kadim kabileler, karanlık lordlar ve lanetli kan üzerine kurulu destansı bir yolculuk.
Kanı tattığınızda, asla eskisi gibi kalamayacaksınız.
"Yanımda hüküm sürecek bir kraliçe istiyorum."
Lucifer artık yalnız kalmak istemiyordu; bu kez gözü insan bir eşteydi. Binlerce yıl boyunca tek başına hükmeden Cehennem'in Efendisi, nihayetinde kendine bir kraliçe arıyordu. Fakat işler planlandığı gibi gitmedi... Çünkü Azazel ona bir kadın değil, bir erkek buldu.
Ve o andan sonra cehennemde hiçbir şey eskisi gibi olmadı.