Hayallerinin peşinde koşarken, ailesinin gölgesinde boğulan bir kız...
Mihrinay Bozok, küçüklüğünden beri hep yalnızdı. Annesinin ölümü, babasının nefret dolu bakışları ve kimsenin bilmediği kırmızı lekesiyle büyüdü. Hayali doktor olmak, kendi hayatını kurmaktı. Ama kaderi, hiç tanımadığı bir adamın ellerine bırakıldı.
Pusat Demir Karaman... Çünkü onun adı bile bir sır gibiydi. Mihrinay, ne kadar kaçarsa kaçsın, sonunda dönüp yine o isme çarpacaktı.
Bu, bir masal değil.
Bu, bir gelinlik kadar ağır, bir söz kadar keskin, bir bakış kadar yakıcı bir hikâye.
Kimi zaman aşk, kimi zaman nefret...
Ve en çok da geçmişin gölgesinde yarım kalmış hayaller.
0547******: Müdürün odasından çıkarken ki yüz iradeniz çok tatlıydı.
Böyle küçük ellerini yumruk yapmış
Gözlerinden geçen öfkeyle ilerliyordunuz.
Ama en güzeli de o güzel kırmızı dudaklarınızı büzmüşsünüz.
0563*******: Öfkeli civciv dehşet saçtı KDKDKDKKDKS
Aras: Her kimsiniz bilmiyorum ama saçma espirileriniz komik değil.
Bana yazmayı bırakın ve ben de bu olanları saçma bir şaka olarak düşüneyim.
0539*******: Ya istemesek?