Adalet... bazen bir teraziden çok, bir yürek sınavıdır.
Savcı Çiğdem Yılmaz, kanunlara sığınarak kendini korumayı öğrenmiş bir kadındır.
Uzun kumral saçlarının ardında, deniz mavisi gözleriyle gizlediği bir umut vardır - ama görev, duygulara izin vermez.
Yüzbaşı Burak Özyiğit ise savaş meydanlarında çelikleşmiş bir askerdir.
Koyu kahverengi gözlerinde, kayıpların ve görevlerin ağırlığı vardır.
Fakat karşısına çıkan o kadın, onun tüm disiplinini alt üst edecektir.
Bir dava, ikisini aynı cepheye sürükler.
Biri adalet için savaşır, diğeri vatanı için.
Ancak kader, onların kalplerinde bambaşka bir savaş başlatır.
Kurşunlardan hızlı geçen bir bakış, emirlerden daha güçlü bir bağ...
Ve sonunda her şeyin ortasında sadece bir gerçek kalır:
Kalplerinin yangınını hiçbir yasa, hiçbir emir söndüremez.
"Adaletle başladı, aşkla yandı."
ya da
"Bir dava... iki kalp... ve söndürülemeyen bir yangın."
"Köksal Bey, kızını bir süreliğine alıyorum. Haberin olsun."
"Ne?"dedim. Görmezden gelinmiştim.
"Kızımla ne işin var?"dedi amcam.
"Aldığı bir şeyi geri vermek zorunda."
"Afedersin? Neyi almışım ben?"
"....."
Cevap versene be adam!
"Görüşmek üzere." deyip arabanın kapısını çarptı. Ardından elimi tutarak peşinden sürüklemişti. Kolumu çekmeye çalışıyordum ama nafile. Hayvan gibi güçlü adam ya da yorgunluktan yapamıyordum.
"Nereye götürüyorsun beni? Bıraksana kolumu!"
"Boşuna uğraşma. Daha ilk gördüğüm an anladım."
"Neyi?"
"Benim olduğunu."
........
Bilgi: İlk 3 bölümde kızın çocukluğundan bir kısım anlatılıyor. Ardından olaylar şekillenmeye başlıyor.
❗On sekiz yaş ve üzeri için uygundur. Hassas olanların okumaması tavsiye edilir.❗
İntikam için evden kaçan genç bir kızın hikayesidir. Peşindeki adamlardan kaçarken mafya tarafından yakalanır....
Keyifli okumalar:)...
Hikaye bana aittir, kopyalanması veya çalınması durumunda gerekli işlemlere başvurulacaktır.