"arda," dedi, sesinde neşeli bir tını vardı. "geleceğini biliyordum. sergiyi beğendiğini umarım."
"beğenmek mi?" diye tısladım. sesim, kontrol edemediğim bir öfkeyle titriyordu. "sen ne yaptığını sanıyorsun? sen benim hayatımı çalıp bir duvara asmışsın! senin buna ne hakkın var!"
etrafımızdaki insanlar fısıldaşmaya başlamıştı. can, bu ilgiden son derece memnun bir şekilde bana döndü. sesini, bütün o küçük kalabalığın duyabileceği şekilde ayarlayarak konuştu. "bu senin hayatın değil, arda.." dedi sakin ve bilge bir tavırla. "bu, evrensel bir an. bir tanışma, bir tutku ve kaçınılmaz bir ayrılık.. bu, sanatın ta kendisi! ve sen.. sen bu sanatın ilham perisisin. bundan onur duymalısın."
Hedefleri için gözünü karartmış olan Alin, bir yıl daha sınava çalışma kararı alır. Her şeyi bir kenara bırakmış, yalnızca derslerine odaklanmışken, kütüphanede tanıştığı bir adamla sınırlarını koruyacak mı yoksa yıkacak mıydı?