suzanne, lise yıllarında platonik bir aşkla bağlandığı sheryl'e asla açılamamıştı. taşınma günü yazdığı ama korkudan göndermediği mesajlar, yıllarca eski bir telefonda saklı kaldı. ta ki bir gün, o telefon yeniden canlanıp mesajlar "gönderiliyor" uyarısıyla sheryl'e ulaşana dek. daha da şaşırtıcı olan, mesajların "okundu" olması ve sheryl'den cevap gelmesiydi. ama sheryl, üç yıl önce, saat tam 03:17'de bir kazada ölmüştü.
suzanne, bu imkânsız yazışmalarla göl kenarındaki lise anılarına geri dönüyor; mesajlar, suzanne'in duygularına yanıt verir gibi: üzüldüğünde teselli, özlediğinde sevgi. ama her gece, tam 03:17'de, aynı mesaj gelir: "yarın beni unutmayı dene." suzanne, bu mesajların sırrını çözmek için göl kenarına, onların eski sığınağına gider. orada bulduğu şey, aşkın hem gerçek hem hayal olduğunu gösterir.