Story cover for ÖLÜM SENFONİSİ | +18 by Oversvift
ÖLÜM SENFONİSİ | +18
  • WpView
    बार पढ़ा गया 30
  • WpVote
    वोट 12
  • WpPart
    भाग 1
  • WpView
    बार पढ़ा गया 30
  • WpVote
    वोट 12
  • WpPart
    भाग 1
जारी, पहली बार प्रकाशित अक्टू 12
प्रौढ़ों के लिँ
1 नया भाग
Gözlerimi açtığımda  hiçbir şey göremedim. Her yer karanlıktı. Göğsümün üstünde bir ağırlık vardı, nefes almakta zorlanıyordum. Boğazım kuru, ciğerlerim yanıyordu. Elimi kaldırmaya çalıştım ama kolum sanki bana ait değildi, ağırdı, taş gibiydi. Parmaklarım bir şeye dokundu  soğuk, nemli toprak. içimde bir şey harlanmıştı.
Tanrım ben neredeydim?

Kalbim çılgınca atmaya başladı. Havanın azaldığını hissettim, nefes alamıyordum. Ellerim titreyerek yukarı kazmaya başladı. Tırnaklarım kırıldı, acı hissettim ama duramadım. Toprak ağzıma, burnuma doluyordu. Ciğerlerim yanarken, boğazımdan boğuk bir çığlık çıktı.

"İmdat! Biri-" Sesim boğuldu, kendi yankımı bile duyamadım.

Kazdım ta ki parmaklarım bir şeyin arasından ışığı hissedene kadar. Soğuk bir hava yüzüme vurduğunda ciğerlerime dolan oksijen bir bıçak gibi hissettirdi. Yüzeye çıktığımda bir an ne olduğunu anlamadım. Gökyüzü bulanıktı, ışık gözlerimi yaktı. Dizlerimin üstüne çöktüm. Nefes nefeseydim. Ellerim toprağa bulanmış, tırnaklarım kan içindeydi.

Sonra bir ses duydum. Bir sürü ayak sesi, mırıldanmalar vardı. Başımı kaldırdım etrafım insan doluydu. Onlar bana bakıyordu. Yüzlerindeki ifadeyi tarif edemem; korku muydu, şaşkınlık mı, yoksa tapınma mı? Anlayamıyordum. 

Kalbim hâlâ deli gibi atıyordu. Geri çekilmek istedim ama bacaklarım tutmadı. Bir adam öne çıktı. Uzun boyluydu, saçları grileşmişti. Yavaşça bana yaklaştı, gözlerini benden ayırmadan dizlerinin üzerine çöktü.

"Sonunda uyandın," dedi, sesi yumuşak ama tuhaftı.
Bir an sustu, sonra dudaklarından kelime daha döküldü:
"Minik Tanrıçam." Donakaldım. Ne dediğini anlamadım.
सभी अधिकार सुरक्षित
Sign up to add ÖLÜM SENFONİSİ | +18 to your library and receive updates
या
सामग्री दिशानिर्देश
आपको शायद ये भी पसंद आएँगे
A7 द्वारा nisroyaltm
31 भाग जारी प्रौढ़ों के लिँ
+18, yetişkin içerik Lara Alina, yirmi yedi yaşında etrafına sarılmış renkli sınırların arasında kendine mutlu bir hayat inşa etmeye çalışan deli dolu bir kadındır. Yalan dostlukların, yalan ilişkilerin arasındaki gerçeklerden kaçmaya çalışır ancak bir gece, arkadaşlarıyla öylesine gittiği bir konserde hayatının ekseni tamamen ters yöne döner ve Lara artık ülke için yapılmış tehlikeli planların ortasında kendini bulur. Ülkesi için savaşmakla, kendi hayatını kurtarmak arasında gidip gelir. Bir karar vermek, o kararın arkasında durmak zorundadır ama bu hiç kolay olmayacaktır. Kendilerine Venenum ismini veren gizli terör örgütü, ülke için yaptıkları karanlık planları yavaş yavaş uygulamaya başlayacaklardır. Onlara engel olmak ve ülkesini korumak için yıllarca eğitilen özel harekat ekipleri bu noktada devreye girecektir. Lara'nın yolu ise, görev icabı bir müzisyen olarak tanınan ancak gerçek yüzünün çok farklı olduğu bir adamla kesişir. O adam Yüzbaşı Savaş Alaner'in ta kendisidir. Yanlış masallarla büyütülen, zehirlenmiş çocuklar üşür. Çünkü doğru masallardaki kahramanların pelerinleri sıcak bir esintiyle ısıtmaz hiçbirini. "Yanlış masalları dinleyen bir çocuk değil, yanlış masalları yaşayan bir çocuktum ben Savaş. Adım hiç Alara olsun istemedim ve en çok kendi ismimin ilk harfinden nefret ettim. Bir de vazgeçtim, yedinci yaşımdan." (Kitap tamamiyle hayal ürünüdür, gerçek askeri birliklerle ve kurumlarla alakası yoktur.)
आपको शायद ये भी पसंद आएँगे
Slide 1 of 9
Kızıl Kraliçe 3: Orman Fısıltısı cover
RİTİMSİZ KALPLER | YARI TEXTİNG cover
İNFİLAK  cover
ZEHİRANE cover
Karmen Denizi  cover
Romandaki Kötü Kadın Oldum!  cover
A7 cover
HERKESİN EFENDİSİ cover
AŞKIN ZAMAN SINIRI cover

Kızıl Kraliçe 3: Orman Fısıltısı

72 भाग पूर्ण

Göz bebeklerine Füruz yansırken, kadın kan ağlamaya devam etti. Hem acıyla, hem umutla aynı anda kesişti yüreğinden açılan bu yeni yol. Adam uzaktan, ufuk çizgisi kadar uzakta bir yerden ona geliyordu. Yorgundu. Her yanı bereliydi. Sağ kaşından kan akıyordu ve topallıyordu. Ama nefes alıyordu. Yaşıyordu. Ona bakıyordu. Onu tanıyordu. "Füruz," diye mırıldandı. "Füruz, Ruru." Dudakları titredi. Bedeninde kalan gözleriyle gördü adamı. Aşık olduğu yüzüne özlemle baktı. Kalbi büyüdü. Kalbi öyle büyüdü ki boynundaki safir taşa sığamaz oldu. "Füruz geldi." Kızıl Kraliçe Serisi - 3. Kitap