İlyas Arslan, bir evin ortasında ama kendi kıyısında büyümüş bir genç adam.
Babası Tufan Arslan'ın gölgesi, soyadının yükü ve içindeki sessizlik arasında sıkışmıştır.
Bir yanda ailesinin mirası: kan, güç ve racon.
Diğer yanda gözleriyle konuşan, kalabalıkta görünmez bir yabancı...
İlyas her adımda babasından ve bu işlerden uzaklaşmaya çalışır ama kader, onu yeniden aynı masaya oturtur.
Bu roman, suskunluğun çığlığa, aşkın arınmaya, gücün ise yalnızlığa dönüştüğü bir hikâyedir.
İstanbul'un karanlık damarlarında, sadece fısıltıyla anılan bir masanın gölgesi vardır.
Ve bazen, en çok sustuklarımızdır en çok anlatmak istediklerimiz.
Son Söz - Şiir
Sen gülümseyince, genç kaldı yıllarım,
Bir kelimeyle doldu suskun anılarım.
Adını sormadan kalbim ezberledi,
Bir defter kapağında aşk kendini gizledi.
Bir bakışla çözüldü bin kilit yürekte,
Anahtarı buldum o güzel gözlerde.
!!!Wattpadde SOYADINDA ZİNCİR adında yazılan ilk kitaptır.!!!!
Birbirlerine zorla mahkum edilen iki insan. Biri çok inatçı, biri fazlasıyla çekilmez!
İntikam uğruna savaşan iki beden, vuslata erdiğinde sizce neler olacak?
Nehir Neva Ulusoy, eğitimini bitirdikten sonra Amerika'dan ülkesine dönmeye karar verir. Ülkeye döndüğünde, şirketleri güçlendirmek adına, hem Araslan'ların hem de Ulusoy'ların düşmanı olan Çakır'lara karşı daha güçlü bir koz oluşturmak adına bir evliliğe mahkum edilir.
Araslan'ların tek veliahtı Demir Tuna Araslan ile evlendirilir. Abisinin intikamını almak için bu evliliği kabul eden Demir Tuna, daha önce hiç inatçı biryle karşı karşıya gelmediğinden kısa bir afallama yaşar.
Peki Demir Tuna abisinin intikamını alırken sizce başlarına neler gelecek?
Bu hikayede geçen kurumlar, yerler, olay örgüleri şahsıma, yani yazarın hayal gücüne aittir, benzeri yoktur bilginize.