Kısa Durum öyküleri

Doktorun önünde daldı kaldı geçmişte kalan ve bir film şeridi gibi bile gözlerinin önünden geçmesine dayanamayacağı anılarıyla cebelleşti durdu kendi iç dünyasında. Görünüşte sakin, akıllı bir adem oğluydu sanki. Kim derdi ki o sarı saçların altındaki beynine hükmedemiyor. Aslında tüm suçlu kalbiydi. Olmayacak düşlerin, hayallerin ve aşkların içine bodoslama daldırmıştı. Ne yaşadığı hakkında tek bir fikri dahi yokken, o hayal dünyası, o aşk fırtınaları ve hülyaları beyninde farklı bir karşılık veriyordu. Sanki yel değirmenlerine karşı savaşan bir Donkişot yaratmıştı beyninin içinde Cervantes. Ama Donkişot bile hayali yel değirmenlerine saldırırken, ortada ne yel değirmeni vardı ne de saldıracak bir Donkişot. Hayalle gerçek arasında öyle sıkışmıştı ki, korku filmlerindeki kurgulama içindeydi sanki. Hayalet kim? Hayal ne? Hangisiydi gerçek? Beyninin içinde süre gelen bu değişik fikirler dahi hülya mıydı?
Öyle güzel gözleri vardı ki, karşısındaki doktor dahi gözlerinden zihninin içinden